Ölüm en çok sana yakıştı aslında
Elinde güllerin hayaletiyle dolu bir ayna
Sen ki bakışlarınla bir müneccim
Senin aşkın, şiirlerin, düşüncelerin
Üstüne dikilmemiş bir veda kürkünü sahiplendin
Yalnızlık ne demek sende öğrendim
Çırpınan kuşların canına can katan sendin
Sendin sürgünlüğüne severek şiirler yazan
Sendin yalnızlığına çiçekli tablolar asan sendin
Aşkı isminin baş harflerinde öğrendim benimsedim
Sana görünmek için şekil değiştiren bendim
Çıktım bulutlarına seslendim
Seni anlamayana, seni anlamayışına sitemim
Şimdi bir afet gibi geldin içimdeki sütunları devirdin
Son devriminle içimi yaktın erittin
Cenneti ellerinde arayan kalabalıklar
Adamlar, davalar, kravatlar, sana karşı duruşlar
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Ülkemde beslediğin gönlümdeki kuşlar
Yağan yağmurlar, eğilen başaklar
Gölgesi bir adam gibi duran lambalar
Kendi göz rengini arayan adamı anlamadılar
………………………………………-siz beni ne anlarsınız siz-
Az kalsın yerine ben ölecektim
Sana kendimden yapılı şiirler getirdim
Sen hariç sen adına kapandı tüm gecelerim
Suratıma çarpan kapılarda değildi suç
Bir kez olsun küsmedim de sana
Unutmadım söylenen sözleri asla
Geldim durdum anıt gibi kapında
Sıla gibi, gurbetin ta kendisi olan bu loş diyarda
Ben kara bir günahken sen beyazlar içinde yara
“Artık ben gideceğim atım kişniyor”
Dur bu kelimelerin içinde depremler oluyor
Her bir depremde bir peygamber çiçeği eziliyor
Sana karşı olan çaresizliğim her depremde yeniliyor
Sigara küllerindeki yalnızlarda da aradım ama yanıldım
Seni düşlerde görecek kadar ufaktım, ağladım
Şiirlerini okudum ağladım, ağladığımda anladım.
Kar taneleriyle ismini yazdım tabutlara
Kendimi o tabuta (yanına) sığdıramadım.
Oysa sendin mahşer kalabalığındaki o yalnız adam
Sendin elleriyle göğe muştular salan, okuyan, okunan
Koşu yarışı bittikten sonra da koşan
Ebabil kuşlarının kanatlarında şiirler okuyan
Günahlarım kadar ömrüm vardır
Ağlayan dilsiz, duymayan sağır mıdır?
Bağrında taşıdığın yalnızlık çiçeğinin adı Aşk mıdır?
Aşk çiçek midir bahçende hiç açmayan ve solmayan.
Ellerinle seslendiğin Karayılan
Karayılan’ı her ziyaretimde senden selamlar salan
Hiç kimsenin bilmesine imkan yok
Kimse, davalarına yansıyan yüzyıllık bir asa
Siz bilmezsiniz size anlatmak da istemem
Gökyüzünden dualarla inen ve salalarla yükselen
Bu yalnızlık rıhtımda gemisini kaybeden
Sevmeyi tatmadan bilen, tarifini söylemeyen
Lili’den çok Allah’ı seven.
Ekmek ne kadar Allah’ınsa Lili’de o kadar Allah’ın
Senin susmandaki hadisler, bakışlarındaki yalnızlığın
Ben seni ne gece yarılarında aradım
Tülleri örtülmemiş pencerelerde
Senin bin asırlık yollarındaki yaramı sardım
Kendimi günü geldi Veysel Karaniyle kıyaslandım
Sen bir örtünle haberimi alamadın
Anlattım onlara yağmur karşılıklı yağar
Şair karşılıksız sever diye
Köşelere yapılmış sahipsiz kuru çeşme
Her saniye her yıl her dakika
Say ey Azrail, kaç gün kaldı kavuşmaya
Odama astığım senden tek hatıra
“YERDE KAVUŞAMAYANLAR GÖKTE KAVUŞTURULURLAR”
Erkekler de ağlar senden biliyorum
Sen gittin kendimden biliyorum
Biliyorum yel gibi sel gibi ağlar erkekler işte
Gömer yalnızlığı gönül bahçesine
İçimde yaman bir şair doğuyor
Sesi çıkmıyor ne ağlıyor ne de gülüyor
Tek bildiğim bugün gömülüyor.
Artık kavuşmak daha kolay rüyalarda
Artık kavuşmak için tek kalan şey dakikalarda
An meselesidir ölüm, gelir dayanır kapıma
O an içimde zaferini bekleyen bir dalga
Sancağını açıyor geriden öğrettiğin dualarla
Gel kalbini saat yap odamıza
Gel yalnızlığı anlat sahte kavuşanlara
Çünkü kelime en güçlü silahtır senin lügatında
Senin yürüdüğün o yollarda
Şiir sessizlik senin söyleminde semalarda
Artık ölüm senin için bir DİRİLİŞ
En sevgili olana bir KAVUŞMA
İnsan yıkanırken anlar ölü olduğunu
Gel anlat beni bana
Ölümün kıyısından geçerken çocuk kalpli
Yüreğinde kavuşmaya kurulu o özlem saati
Ölmek için şahit tutarken o koca şehri
Bütün İstanbul’u ve İstanbul hayaletlerini
Bu ölüme ancak yer dayanır
Bu ölümü ancak yer kabul eder
Şairler neden böyle söylerler şimdi anladım
Şimdi sana yakılan bir ağıttır benim adım
Haber salın diyarbekir’e
Kalabalıklaşsın yalnızlığın
Sen ölümden sonrasına bakan bir doktorken
Ben hiç öleceğini aklıma koyamadım
Oysa sana kaş göz edişinle tanıdın ölüm bu
Yıllardır beklediğin anın can buluşu
Geride kendinden sadece hatıralar bıraktın
Şiirlerinde yapraklara ne çok şey anlattın
Şairin hatırası şiirleridir derler
Şiirleriyle ruhunu haberdar ederler
Ölüm ki aç bir köpektir arar bizi
Kokusundan tanır köpek şairleri
Her şey bir kere daha yanlış gibi
Her şey içimde bir kere daha yanmış gibi
İçimdeki bu ölümsüzlüğü bir tek Van Gogh çizer
Bir tek sana anlatabilir Dali
Sen saatleri ayarlı bir saatin ta kendisi
Belki savaşmamak için ölümün sevgisi
İnsanları birden gökyüzüne ayarladın
O insanların içinde ilk kendine yer ayırdın
Güz şiirini aldım sabaha kadar kurcaladım
Senin ismin artık benim yalnızlığım
Başkentim artık Roma’dır Şam’dır, Bağdat’tır
Çünkü sen yalnızlığı en kalabalık çağda yaşadın
Hızır’ı aldın kırk saat yalnızlığı anlattın
Çünkü ölseydin yeraltını yadırgamazdın
Bu kadar şiiri sırf anlaşılmak için yazmadın
Artık hüküm giymiş bir ölüdür yalnızlığın
Ölümü en güzel bu kadar sen yakıştırdın, yakınlaştırdın
Öğrenmediğin bir şeydir şu an yaşadığın
Kavuşmak için her yerde ölümü aradın
Şimdi geride bıraktığın mukaddes dava tek avuntum
Yel çıbanı çıkaranlara konacak sayfalardaki o mutluluğun
“Sen bir tek kelime konuşmadın yıllarca
Sağ duvar konuştu sol duvarla
Su hurmayla
Ay keçilerle koyunlarla
Sen bir birsam halinde konuştuğunu sandın içindeki çocukla”
…………………………………..-O gitti bize ağlamak kaldı kala kala.-
Özgür Günsay
Kayıt Tarihi : 16.11.2021 20:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!