Selamünaleyküm can, yıl iki bin on bir,*
Yirmi sekiz Mart Pazartesi, bahar zahir.*
**
Arzın bir kısmı sakin, bir kısmı tufan, sel,*
Yer ve denizler kükrer, kıyamet yıkan el.*
**
Bahara erdik dersin, coşar er ve dişi,*
Bir muhalif yel eser, kırar ser ve dişi.*
**
Ansızın gelir ölüm, hayata son verir,*
Felaket bin türlüdür, rahata son verir.*
**
Ne bastığın yer kavi, ne dağlar emin yer,*
Denizler yutar seni, bastığın zemin yer.*
**
Ya görünmez kor ışın, ya zelzele vurur,*
Bazı afet umumi, çok velvele durur.*
**
Mevt kıyamet haberi, ibret alınmaz pek,*
İnsan nisyanla malul, sabret kalınmaz tek.*
**
Bir düşün dört mevsimi, sanki kış kıyamet,*
Bahar tekrar diriliş, görmez göz hıyanet.*
**
Felaket tellalı sanma, hepsi bir ikaz,*
Evvel nefse uyarı, tez gelir kir maraz.*
**
Taşa takılır ayak, başı taşa vurur,*
Bir vasıta çarpar ki, al kan kaşa durur.*
**
Yarına senedin yok, hatta dakika çok,*
Göz açıp, kapar gibi, anda var, sonra yok.*
**
Uslu geçmiş dönemez, gelecek bir meçhul,*
Dem bu demdir, an bu an, sırrına kim duhul.*
**
Zübeyir Güngör Uslu 28.03.2011-10:09 Samsun
Kayıt Tarihi : 28.3.2011 11:28:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
ĞÂŞİYE Adını, ilk âyette geçen ve her şeyi saran, kaplayan, dehşeti her şeye ulaşan kıyamet günü anlamına gelen 'ğâşiye' kelimesinden alır. İlk gelen sûrelerden olup, Zâriyât sûresinden sonra Mekke'de inmiştir. Bu sûrede kıyamet ve ahirete ait haberler vardır. ayrıca Allah'ın varlığını anlamaya yardım edecek bazı kevnî deliller serdedilmiştir. Hayatın bir plan ve program içinde akıp gittiği, bu akışın sonunda Allah'a varılacağı ve O'nun katında hesap verileceği anlatılır. 26 (yirmialtı) âyettir. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla. 1. (Resûlüm!) Dehşeti her şeyi kaplayan kıyametin haberi sana geldi mi? 2. O gün bir takım yüzler zelildir, 3. Durmadan çalışır, (fakat boşuna) yorulur, 4. Kızgın ateşe girer. 5. Onlara kaynar su pınarından içirilir. 6. Onlar için kuru dikenden başka yemek yoktur, 7. O ise ne besler ne de açlığı giderir. 8. O gün bir takım yüzler de vardır ki, mutludurlar, 9. (dünyadaki) çabalarından hoşnut olmuşlardır, 10.Yüce bir cennettedirler. 11.Orada boş bir söz işitmezler. 12. Orada (cennette) devamlı akan bir pınar, 13. Yükseltilmiş tahtlar, 14. Konulmuş kadehler, 15. Sıra sıra dizilmiş yastıklar, 16. Serilmiş halılar vardır. 17. (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, bakmazlar mı? 18. Göğe bakmıyorlar mı nasıl yükseltilmiş? 19. Dağların nasıl dikildiğine, bakmazlar mı? 20. Yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı? 21. O halde (Resûlüm) , öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. 22. Onların üzerinde bir zorba değilsin. 23. Ancak yüz çevirir inkâr ederse, 24. İşte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. 25. Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. 26. Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir.
![Güngör Uslu](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/03/28/uslu-gecmis-donemez.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!