Sâkin ol, sabırlı ol, çatarsan bir azman’a
Yol ver geç, kavga etme, azma sakın uşağum!
Peşinde sürüsü var, kulak ver bu uzman’a
Bil gör, hiç ters yol tutma, kızma, bakın uşağum!
Kendinle yarıştırtma ellerin inadını
Görme, duyma, söyleme duysan da feryadını!
Bozdurtma hiç kimseye, damağının tadını!
Bal kar, iç, sirke katma, sızma dökün uşağum!
Sokaklar süslü lâkin, daha temiz helâlar!
Fitneler kol geziyor, boşluktadır belâlar!
Mateme bürünmesin, bayram olsun sılalar!
Sel zor, kaç, zinhâr batma, çizme takın uşağum!
Gönül koyma, üzülme takdir bilmeyenlere!
Ekşitme suratını sana gülmeyenlere
Gelene giden çoktur, sen git gelmeyenlere
Hâl sor, öç, nispet gütme üzme, çekin uşağum
Şatafat için açma hiç kimseye elini
Özentiden uzak dur kırar sonra belini
Nâmertten medet umma sakın dökme dilini
Çul var biç, asla atma, çözme çıkın uşağum!
Mikdati der: az konuş ihtimam kat sözüne
Tebessüm sadakadır, tükenmeyen hazine
O hâlde her gördükçe insanların yüzüne
Gül, nur saç, kaşın çatma, yazma, okun uşağum!
Mikdati
Mikdat BalKayıt Tarihi : 30.6.2015 02:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!