Yaşadığı hayat bedbahttır, farkında değil, başına maraz alanlar,
Dünlerini yarın sananlar, uyanırlar hayallerinden, üryan olurlar.
Her kim doğruyu söyler, doğru yaparsa, üstüne belaları salanlar,
Kuyumcu kimliğinde, dürüstlük timsali emsalsiz fettan olurlar.
Hak, hukuk deyip, doğruluktan bahsedip, diziyle kaytan satanlar,
Hep kendileri için var olduğunu söyleyip de keyfi mestan olurlar.
Hak diye yalan söyleyen dillerin, nefesleri kesilip encam bulanlar,
Bilmezler ki gece bitmedi, güneş doğsun, anlarlar da giryan olurlar.
Her kul düşünmez de, düşünenin dilleri söylemez, ahraz kalanlar,
Akıl etmezler kimin peşindeler, kapılıp giderler, süfyân olurlar.
Lakin onlar bilmezler ki, gerçek doğrular anlayana misk kokanlar,
İman ehli kulların eşiğine hizmetkar olup, kapısına bustan olurlar.
Tavşanlı 06.06.2013
Maraz: Hastalık, illet, dert. Belâ
Üryan: Çıplak. Soyunmuş, tüm çıplaklığı ile.
Fettan: Fitneci. Kurnaz. Fitne çıkaran. Karıştıran. * Hırsız. * Şeytan. * Altın eriten kuyumcu
Kaytan: Pamuk veya ipekten sicim, Yelkeni yarı kapatmak için kullanılan örgü halat
Mestan: (Mest. C.) f. Sarhoşlar
Encam: Son, işin sonu
Giryan: Gözyaşı döken. Ağlayan
Ahraz: Dilsiz, sağır ve dilsiz
Süfyan: Âhir zamanda geleceği ve ümmetin karanlık günler
yaşamasına vesile olacağı sahih hadislerle bildirilen
dehşetli dinsiz ve münâfık bir şahıs. (Bak: Deccal)
Bustan: f. Çiçek ve gül kokularının çok olduğu yer, bahçe
Kayıt Tarihi : 28.4.2017 05:02:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!