daha dün değirmenlerin bebeklerin ve dünyanın
tüm çatılarında titrerken
öykü üzre çatışmaya girdi yürek
uzun gecelerin aydınlıksız ortasında
karanlık evler eğip başlarını sokağa
ben geçmem böyle niye geçecekmişim gölgeler
zaten hep birlikte bir kedinin gözlerindeler
şimdi biraz açmalıyım tohumları biraz oturmalı
kış bahçesi sesinin duyulduğu her yerde
o evler daha çok beklerler biz gideriz yeşil bağlar
gideriz çokça sarılırız örümcekler simsiyah ağlar
bu sokaktan geçmem diyorum ve ısrar ediyorum
çoğu ıskartaya çıkmış çitler yapıyorum ve çiftler
bir gülün orta yerinde ağlayan adamlarla geliyor
biraz yırtılıyor saat eğri büğrü şekiller hareketler
odalar dolusu küçük kediler kuyrukları ötekine dolaşmış
o kız kedilerle konuşuyor oyalanıyoruz
sohbetini, hikayesinin sesini, kokusunu seviyorum
evlerin arasından geçmeye korkuyoruz
yakın kahramanlık şarkıları yükseliyor
aniden dalgalar giriyor devreye dönüyoruz
boğulmak hissi çalkalanmak ayrık otlarının içinde
sorgular başlıyor “kız-hayat-kız”
bahar mı diyorlar o geliyormuş
bana sorarsan; ki sorma
daha düne kadar değirmenlerin bebeklerin
bütün çiçeklerin yüzünde okuduğum yalnızlık
kapı tokmaklarında titreşiyor
dağların eteklerine kadar iniyor
rüyalarımı çağırıyorum dalgalar uzuyor karanlığa dökülüyor
söyleyin bana diyorum açıktan açığa gülümsemelerinizi
o kız hala konuşuyor kıyıya çarpıyor sesi; deniz! mi?
konuşmalar uğultular tarçın kokusu
baş dönmesini karşılıyoruz hiçbir şey olmamışçasına
ya gerçekten olmamışsa
ya da olmamış olmalı aslında
rüyalarım dünyayı ısıtıyor
ya da dünya ısınıyor rüyalarıma; hangisi?
barakalarda saklanıyor gibi hayat
geçmem o evlerin önünden niye geçeyim ki
“bu ölüm bu ölüm gelip bakacak olan
sen o aynalardaki sana nasıl baktıysan öyle” diyorum baba
annem; karanlık bir köşede duruyor
bakışların sonrasızlığı giderek yaygın
giderek ümitsizliği toprağın
her zamanın aralıklarında kuşların
toz bulutlu fincancı katırlarının
belki yağmur yağar gözlerinle konuşan sessizliğe
yudumlanan uykularla yağan uykularıma
her köşede sevgili ve sonrası; sonrasızlık
geçmem işte geçmem o evlerin önünden
bunu bir daha asla sorma
Kayıt Tarihi : 1.2.2008 13:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Suat Seymen](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/02/01/urya-n.jpg)
anlamak için çıplak göz değil rüyalar kadar derine inmeli beyin.
Kutlu/yorum zeki şair
Usta kaleme sonsuz saygılarımla
haddime değil... tebrikler.
bakışların sonrasızlığı giderek yaygın
giderek ümitsizliği toprağın
her zamanın aralıklarında kuşların
toz bulutlu fincancı katırlarının
belki yağmur yağar gözlerinle konuşan sessizliğe
yudumlanan uykularla yağan uykularıma
her köşede sevgili ve sonrası; sonrasızlık
geçmem işte geçmem o evlerin önünden
bunu bir daha asla sorma
GÖZLERDEKİ SESSİLİĞİN BARAKA DURUŞUNDA GİZLENİR EN GEREÇK SESLER...
O YÜZDEN Kİ ŞİİR SÖYLEYEMEDİKLERİMİİZ SÖYLETEN CENNETTİR...
SİZİ BURADA GÖRMEK GÜZELDİ DEĞERLİ KALEM...
TÜM YORUMLAR (30)