zile bastı. beklemeye başladı. nasıl olurda asansörü olmayan bir apartmanın girişinde bulunurken, bir anda daha önce yaşadığı bir çok şehrin apartman kapılarından sırayla geçip, asansörlerine binip, aynı anda o apartman girişlerini ve asansör kokularını içinde hissedebildiğini düşündü.
şimdi hangi şehrin, hangi apartmanının kapısındayım diye hafızasını toparlamaya çalıştığı anda... evde kimsenin olmadığını bildiği halde ısrarla zile bastığını da farketti.
ürpermişti. kendinden korkarak, titreyerek anahtarları çantasından çıkarmaya çalıştığında... bugün bunu ikinci defadır yapıyorum, diye düşündü.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.