Serseri bir bıkkınlık üzerimde salkım saçak
kalafata çekilmiş bir yüreğin suskunluğu içindeyim
iyiyim sessizim huzurlu hazan güneşiyim
bıraktığın gibiyim hafta yedi ben sekiz evdeyim
çıkmıyorum artık pek dışarıya öyle olur olmaz
hoş çıksam da değişmiyor gittiğim yerler hep aynı
market belediye kütüphanesi caddedeki o çay bahçesi
birde gem vuramadığım hayal dünyası
sabah kalkıyorum altı yedi gibi her şey kendi halinde
şimdi yaz mevsimi ya gece nasıl bıraktıysam öyle
balkon masası hep dağınık üzerinde her zaman kitaplar
kâğıtlar kalemler karalanmış defterler
bir tarafta da çilekeş bilgisayar
hepsi oldukları yerlerden memnun itirazsız kabuldeler
çiçekler de alabildiğine özgür gıkım çıkmaz kaçsalar da
gönüllerince büyüyorlar çiçekleniyorlar
küsmüyorlar arada sulamayı unutsam da
Ev biraz dağınık son zamanlarda elim varmıyor
günlük işler temizlik hayatın anlamsız bir rutini işte
her şey bana bakıyor artık eski titizliğimden eser yok
çocuklar desen onlar da kendi halinde
bu konuda bana kimseden fayda yok
dersler okul derken geçiyor günler
onlar durmadan büyüyor
biraz da süzüldüm sanki
pantolon bolca duruyor üzerimde
bakıyorum kendime tembihlediğin gibi hemen söylenme
birkaç kilo sadece ayrılıktan kederden değil
sakın bunları hiç aklına getirme
Hiç sevemediğim o işi de mesleği de bıraktım
tam bir emekli oldum istediğin gibi ama sen yoksun
sosyolojiye meraklandım bir üniversiteye yazıldım
artık toplumların sorunları da bende
Durkheim Weber Marks hep tanıdığım
resme başladım bir elimde karakalem bir elimde silgi
durmadan resmini çiziyorum mutluluğun
bazen yakın şehirlere gidiyorum değişik bir nefes olsun
hem gezeyim diyorum hem de fotoğraf çekeyim
elimde makine dolanıyorum sokak sokak
gelip geçeni resimliyorum bildiğimiz insan halleri işte
eski hastalığım tekrarladı sanki yeniden
şiirler yazıyorum durmadan
her ne gelirse aklıma
bazen hayat hakkında bazen insanlar
ülkemden söz ediyorum alıp başını giden sorunlardan
politikaydı siyasetti ekonomiydi derken
arada eski sevdalardan da dem vuruyorum
ama yazdıklarım sana değil Urna
gelmiş geçmiş küllenmiş aşklara
bazen o kara gözlerin alıyor beni
iyi gelmiyorsun bana bir ağaç gibi silkeliyorsun
hemen vazgeçiyorum düşünmekten seni
bir süre aklımdan çıksan iyi edersin
istemem o eski başıbozuk İsmail hallerini
artık kaldıramam da yeni bir ayrılık hikâyesini
biliyorum zaten döneceksin geri
biliyorum çok özlemiştin memleketini
Kayıt Tarihi : 11.1.2022 14:00:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![İsmail Akyüz](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/01/11/urnaya-yazilmis-mektuptur.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!