hangimiz gördü
kıyametin içinden akan dereleri / bulanık
sularında oynarken çocuklar üstelik / hangimiz
gördü içinde yıkanan günahları?
insana dair sorgulanacak çok şey var / akıl
dolaşır başıboş kentin sokaklarında.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Farklı kaleminizden çok güzel bir şiirdi okuduğum, içtenlikle kutluyorum, nicelerine...
zorbayla dayatılan yalnızlık... Cıvıl cıvıl bir yaşamı tahammül edemeyenlerin hediyesi... İnsanı, insanları parçalayan... Hüzün. Yaşadığımız günler gibi, içimizdeki ağırlığı yansıtan mısralar... Gelecekte torunlarımızın ''olamaz bu kadar'' diyecekleri, inanmayacakları günleri umut etmek istiyorum.
sokak aralarında gezindim gecenin bu vakti... ıssız yüreğimde yalnızlık kol geziyordu...
kaldırımlardan bile ses çıkmıyor... belli ki umutsuzluk geçmişti üzerilerinden...
onlarca çocuğun göz yaşı ve kanı vardı üstelik...az ötede bir ağıt...
bütün sokak araları böyle ürkütücü mü diye hayıflandım... evet ürkütücü en az içimizin sessizliği kadar üstelik...
şiirin kıyısında şairin yürek sesini dinledim... hiç yabancı gelmedi..
çok çok güzel anlatmış derdini...
gönül dolusu tebriklerimle...
Saygılar..
yalnızlığı verdiği hüzün dizelere yansımış,alkış
'görürüm resimlerden çocukları,
görürüm bir silah ve adam /
şafak vakti vurulurum /
bedenimdir, düşer gelecek.'
Duyarlı bir yüreğin dizelere döktüğü duygu, aslında beş dizede saklı, günümüzden geleceğe uzanan zaman dilimindeki gerçekler ve harika bir finalle yalnızlığa uzanan 'sessizliğim tadımdan öte' bir son. Çok güzeldi Refik Bey, yürekten kutlarım. Sevgi ve saygılarımla birlikte esenlikler dilerim.
Yalnızlıklar., genellikle karanlıkların çocuklarıdır... Yaşadığımız ya da yaşatılan bu günlerde içimiz-dışımız böyle yalnızlıkların ürkütücü labirentlerinde çırpınıp duruyor... Şiir bu duyguyu bence çok başarılı yansıtmış...
Kutluyorum sayın Refik Yeşil...
Günümüze uyan kareler gördüm paragraflarda,son zamanlarda yalnızlığın ürkütücü sessizliğini yaşıyoruz ,aydınlık yarınlara temennilerimle kutluyorum sizi Sn:Yeşil,kaleminiz daim olsun.Saygıyla
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta