Ürkek bir yağmur ıslatıyordu;
Beni kahrolası yalnızlığımla,
Sensizlikle baş başa bırakıp gittiğin,
Seni alıp da giden otobüsün kalktığı o yerleri.
Ben ordaydım sevgili,
Son anlarımızı birlikte yaşadığımız o yerde.
Terbüzen kahverengi akıyordu.
Tepelediğin karlar erimiş,
Yağmurlarla su olup karışmıştı ırmağa.
Yağmur ürkek yağıyordu, fakat;
Titreyen elleri vardı sanki.
Gözyaşını saklar gibi saklıyordu ellerini,
Uzatıp tutmak istedim yağmurun ellerini.
Tutamadım, yalnız tutulmuyordu yağmurun elleri.
Yanımda sen olmayınca anlamı yoktu yağmurun.
Oysa sen giderken güneş vardı,
Ilık bir gün ikindiye dönüyordu,
Bir otobüs geldi, seni aldı,
Ben ardından baka ve ağlaya kaldım.
Gün önce ikindi, sonra akşam,
Sonra sensizliğe döndü.
Ve şimdi hala dönüp duruyor günler,
Ziyan oluyor ömür.
Sensiz geçen her anda,
Başımsa sensizlikle dönen her günde,
Dönme dolaptan beter dönüyor.
Biliyorum dinmek için yağmur ışığa,
Işık güneşe,
Migrenimin ölmesi, zamanın durması;
Sana muhtaç.
Çünkü sen ab-ı hayatsın!
Kayıt Tarihi : 8.4.2015 23:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!