İstanbul hasreti
üzerinde zamanın izleri görünen yüz yaşamın şarkısını söylüyor
ayağa almaya hasretin bir dalı üzerinde eski Istanbul'un özlemi vardır
nar kokulu ve gül dolu aleleriyle bir şehir
kalbinin her irkilmesinde barışı getiren
Nehir
Sen uçuruma atıldın ve kayalar üzerine başını çarptın.
Divanedir aşk ve kör, senin kalbinde divanedir.
Eyyy, şahıs! Bak, nehir senin yolunda düzgün akar!
Sen onun seyrini takip mi edeceksin,
parmaksız kafes
parmaksız kafeste Işıman'la tanıştım,
unutulan bir zamanda düşüncelerini tutarak
bana dedi ki
her birimizin cebinde bir hikâyemiz var...
Umut (1)
Beni, sen bırakırmısın, aşk, öleyim,
Mavi gökyüzünü göremeyim,
Mavi denizi de göremeyim,
Çağırışını ben hiç hissetmeyim?
Yanıltılar ...
Nar șarap ile bardaklar cezalandırıldı
Destan ritminde günahkârlara içirildi
Ben, gizli yıldızın parlak aleviyim
Zamansız șașan ıșınlarımın sızıyım
Yüzlerce direğin arasından
Kıyıları geride bırakan
Yüzlerce direğin arasından
Kaç tanesini kıracaktır onlardan
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!