Yükselir dağlar maviye,
Göğe erişir umutlar her sabah,
Sessiz sokaklarda yankılanır,
Kalbin usulca atan çığlığı.
Güneş doğar Harran ovasında,
Toprağın kokusu sarar her adımı,
Her taş, her dağ, bir hatıranın sesi,
Geçmişle geleceğin kesiştiği yer burası.
Rüzgar savururken saçlarını,
Kızıl ufuklarda yankılanır,
Her bakışında saklı, hayatın melodisi,
Yüzyılların izi kalır her köşede.
Sessizlik kollarında sarar seni,
Zamansız bir düş gibi.
Küçük bir şehir belki,
Ama yüreğinde dev bir tarih var,
Bu topraklarda kaybolan her ruh,
Kendini bulur, bir meşalenin alevinde.
Fırat’ın yankısıdır duvarlarda,
Her adımda binlerce ses.
Balıklıgöl’ün sularında saklı hikayeler,
Gözlerinde anıtlaşır eski masallar.
Sınırlar ardında özgürlük arayanlar,
Zirvede bulur sonsuzluk kapısını.
Toprakta derin kökler gibi,
Her şiir açar çiçeklerini,
Dağların ardında saklı bir gelecek,
Yalnızca bekleyenlerin bulacağı bir yer.
Sessiz ama dolu bu şehir,
Her adımında bir şiir, her bakışında bir destan.
İnce yollarında yürüyen hayat,
Her kelime yüreğe işlenmiş,
Tarih kadar eski bir dokuma gibi.
Ve o dağlar, o yollar,
Hiç tükenmeyen bir yankı bırakır zihninde.
Her nefeste solunan bir destan,
Bu toprakların kalbinde sessizce büyüyen bir hayat.
Rüstem Badıllı 3
Kayıt Tarihi : 25.9.2024 23:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!