Ürettiğinden çok üreyen toplumlarda,
Talan ve yalan üreyen kişi sayısı kadar artar.
Ürettiğinden çok üreyen toplumlarda,
İhtiyaçlar çoğaldıkça israfa düşüren tüketim artar.
Ürettiğinden çok üreyen toplumlarda,
Yabancı sermaye ve yalancı artar.
Ürettiğinden çok üreyen toplumlarda,
Tasarrufsuzluk artar,
İşler parası olanın eline geçer, işsizlik artar.
Ürettiğinden çok üreyen toplumlarda,
Para yetmez, para dilenmek,
Karşılıksız para basmak yoluyla enflasyon artar.
Ürettiğinden daha çok üreyen toplumlarda,
Gelir düzeyi bozulur, zengin kılıklılar artar,
En üzücü olan fakirlik artar, kölelik artar.
Ürettiğinden çok üreyen toplumlarda,
Çaresizliğin pençesine düşenler çoğalır,
Yalakalık ve dalkavukluk artar.
Ürettiğinden çok üreyen toplumlarda,
Akıl ve bilim değer görmeyeceği için,
Başka niyetlerin bilim adına soygunu artar.
Ürettiğinden çok üreyen toplumlarda,
Yaşanan tüm bu sıkıntılardan bunalmış,
Soygun, cinayet gibi vahşetler
Sevgisizlik ve samimiyetsizlik artar.
Önder Karaçay
Önder KaraçayKayıt Tarihi : 27.5.2015 09:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Önder Karaçay](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/05/27/urettiginden-cok-ureyen-toplumlar.jpg)
Hatta gerçeğe döndüğü için, 'insanlıktan çıkma noktasına' hızla koştuğumuzun öncü depremi...
Çoğalmak, demografik yapının 'caydırıcılığını' öneren 'sözde şeyhlerin', günümüzde başımıza ulema kesilenlerin 'yobaz', art niyetli uydurmasıdır!
Gereğinden çok fazla üreyince, olmayan üretimi ve zenginliği pay etmek mümkün olmadığına göre...:
'Harama el uzatmak' meşrulaşacaktır! Nitekim, ülkemizin belli bölgelerinden kalkarak, özellikle büyük şehirlere göç edenlerin yaptığı da budur!
-Boş bulduğu her yere gece mi, gündüz mü ne zaman konduğu bilindiği halde bilinmeyen 'sefalet' yuvaları kondurmak;
-Ardına hısım, akraba kim varsa takıp, bulunduğu semtte çoğunluk olduğunu anladığı anda, orada yerleşik kim varsa taciz etmek, yerini, yurdunu satarak terk etmesini sağlamak;
-Ekili bahçe, meyveli ağaç ne görürse kimin olduğuna bakmaksızın talan etmek!
-Yürümeye başlayan çoluğu, çocuğu sokağa salmak, eline bir paket kağıt mendil verip, kırmızı ışıkta duran arabaların üstüne çullanıp, 'siliyoruz' diye para koparmalarını öğretmek!
-Az daha büyüyünce o çocuklar, 'KAPKAÇÇI, DARPÇI' olarak halkın içine salıvermek...
Dahasını yazmayacağım, bilinen gerçekler bunlar çünkü..
Mesele şudur...
'Aile' olmak, ana, baba olmak, çocuk sahibi olmak çok büyük sorumluluktur...
Önce aileye, sonra yaşadığı çevreye ve ülkeye 'ADAM GİBİ İNSAN YETİŞTİRMEK', onu vatandaşlık bilinciyle donatmak, eğitmek ve eğitimi için gerekli koşulları sağlamak asgari görevidir her ananın, her babanın...
İş, güç sahibi olması, sonra da yuva kurması o çocuğu dünyaya getirenlerin kıvancı ve sevincidir...
Öyleyse 'yetebileceği kadar' çocuk sahibi olmalıdır her aile...
Toplumsal huzur, barış ve insanca yaşam ancak böyle sağlanır!
Kızı biraz büyüyünce 'başlık parası', oğlu çalıp, çırpıp babasına cep harçlığı gibi kabulleniliyorsa.. O toplumdan ne beklenirse, başımıza gelen de odur işte!
Şiirini ve duyarlı şahsını kutlarım Önder, Kardeşim..
doğru söze şapka çıkartılır ancak.
yüreğinize sağlık dost ve aydın kalem.
TÜM YORUMLAR (3)