Unutuş Şiiri - Yorumlar

Octavio Paz
31 Mart 1914 - 19 Nisan 1998
34

ŞİİR


42

TAKİPÇİ

Yum gözlerini, yitir kendini karanlıkta
gözkapaklarının kırmızı yaprakları altında.

Gömül vızıldayan sesin
düşen sesin halkalarına
ve uzaklarda yankılan
dilsiz bir çağlayan gibi,

Tamamını Oku
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 31.03.2010 - 16:34

    Haklısınız.
    Eh, yaklaşık bir yıl kadar önce çeviri şiirlerde çevirenin adını ille de isterük diye de bu yüzden tutturmamış mıydık? :)

    Şimdi de hangi metinden çevrilmişse o metni de isterük diye tutturalım bence. Bakalım sitenin sabrı ne kadar :)))

    Cevap Yaz
  • Naime Erlaçin
    Naime Erlaçin 31.03.2010 - 16:07

    Keşke orijinal metni anlayabilseydik. Ülkü Tamer'in çevirisi hangi dilden yapılmış onu bilebilseydik. Çünkü 'Unutuş' 'Oblivion'un tam çevirisi değil. Hatta yer yer Ahmet Muhip Dranas'ın 'Olvido'suna daha yakın...(Örneğin bu ikisinde de kadın figürü vurgulanıyor.)

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 31.03.2010 - 15:59

    Ben teşekkür ederim.

    Bu da orijinali:

    Olvido
    text by Octavio Paz (Mexico)

    Cierra los ojos y a oscuras piérdete
    bajo el follaje rojo de tus párpados.
    Húndete en esas espirales
    del sonido que zumba y cae
    y suena allá, remoto,
    hacia el sitio del tímpano,
    como una catarata ensordecida.
    Hunde tu ser a oscuras,
    anégate en tu piel,
    y mas, en tus entrañas.
    En esa sombra líquida del sueño
    moja tu desnudez;
    abandona tu forma, espuma
    que no sabe quién dejó en la orilla.
    Piérdete en ti, en tu infinito ser,
    mar se pierde en otro mar:
    olvídate y olvídame.
    En ese olvido sin edad ni fondo
    labios, besos, amor, todo, renace:
    las estrellas son hijas de la noche.

    Cevap Yaz
  • Naime Erlaçin
    Naime Erlaçin 31.03.2010 - 15:53

    Çeviri de olsa İngilizce metni görmek istemiştim. Çok aradım ama bulamadım.
    Hakkı Selçuk Bekâr dostumuza çok teşekkür ediyorum...

    Cevap Yaz
  • Selçuk Bekâr
    Selçuk Bekâr 31.03.2010 - 15:49

    İngilizce çevirilerine bakıp bakıp duruyorum.
    Çevirmek istemiyorum.
    Tavuğun suyunun suyundan kime ne fayda olur?

    Sinyali'ye katılıyorum:
    Şiirdeki ikinci tekil şahıs açıkça bahane.
    Şâir görebildiği tek kapı; aşk kapısından hiçlikte dirilecek bir yeniden oluş, evrensel bir sükunete kaçmak, sığınmak istiyor gibi.

    Orijinaliyle birlikte İngilizce metni bir tezde buldum.
    Merak edenler için buraya bırakıyorum:

    Oblivion

    Close your eyes and lose yourself in darkness
    beneath the red foliage of your lids.
    Sink within those spirals
    of sound buzzing, falling,
    echoing there, remote,
    toward the place of drums,
    like a muted waterfall.

    Submerge your being in the darkness,
    drown yourself in your flesh,
    even more, in your very heart.

    In that liquid shade of sleep
    drench your nakedness;
    renounce your form, that lace of spume
    left on the shore by – whom?

    Lose yourself, in your infinite self,
    a sea merging with another sea:
    forget yourself, forget me.

    In that oblivion, ageless and without bottom,
    lips, kisses, love, all things are reborn:
    the stars are daughters of the night.

    Octavia Paz

    Cevap Yaz
  • Naime Erlaçin
    Naime Erlaçin 31.03.2010 - 15:41

    Ama suskundu gecenin kızları olan yıldızlar. O da biliyordu bunu, çünkü bir şiirinde şöyle diyordu Octavio Paz.....

    'kaldırdım yüzümü gökyüzüne,
    o eskimiş harflerden oluşan dev taşa,
    ama yıldızlar tek bir söz söylemedi....'

    Şairin kaderidir bu; suskunluktan gelip suskunluğa yürümek...

    Cevap Yaz
  • Deniz Nilüfer Bağarası
    Deniz Nilüfer Bağarası 31.03.2010 - 15:13

    körfezler ve gölgeli koyaklar arasında.

    Güzel bir imge,
    Başarılı içerik,
    Hoş çalışma.

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 31.03.2010 - 14:59

    Nobel ödüllü, meksikalı şair ve yazar..

    Güneş Taşı şiir kitabının adı..

    Yalnızlık Labirenti...El laberinto de la soledad...coğrafya ve tarih ekseninde göçmen ispanyolların ruh hali kitabı...

    Bu kitapta, yaklaşık 10 -15 sahife kadar tutan ''yalnızlığın diyalektiği'' bölümü bugüne kadar yaptığım en muhteşem okumalardandı......

    Latinler,yani amerikadaki ispanyol göçmenleri, orta asyadan göçen bizlerle o kadar çok ortak paydaları var ki..

    Şiire gelince;

    Bu bir kaçış ve unutuş şiiri mi..Başlığında ''unutuş'' denilse bile..

    Kaçmak, yok olmak, unutmaktan daha çok saklanmak olarak gözüktü bana şiir...Çılgın ve çıldırtıcı bir aşka saklanmak..Veya ,evrensel sükunete uzanmak yani....

    Cevap Yaz
  • Musab Mir Selim
    Musab Mir Selim 31.03.2010 - 11:12

    şiirin final bölümünde ahmet sakın şaşırma..çünki bu senden istenilmiştir...EVLİYA ÇELİK

    Cevap Yaz
  • Perihan Pehlivan
    Perihan Pehlivan 31.03.2010 - 10:30

    bir aşk öyküsü sinmiş ama terkedilmiş,yarım kalmış vede unutması gereken bir kadının içine düştüğü yanlızlığın hazin öyküsü. etinden kemiğinden gayri herşeyi yok edilmiş( evi,yuvası,bağı, bahçesi ve baharı).hazin şiir manidar cümleler taşımakta.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 23 tane yorum bulunmakta