Yangın bu kadar yakın değmedi içime,
İlmek ilmek parçaladı yüreğimi,
Bakışlarındaki buğu içimi deldi geçti,
Hani o tatlı yalanların varya aklımı çok çeldi,
Huzur diye çok kandırdın beni.
Alışırım sanmıştım saçımın beyazına,
Ama alışamadım,
Eskisi gibi kömür karası olmasını ne çok isterdim.
Aynı senle saf aşıklar gibi,
İlk konuştuğumuz yerdeki gibi.
Ama o eski ben yok karşında,
İçimdeki huzuru da bulamazsın asla.
Kirlenmiş bir ben var, çünkü sen kirlettin beni.
Neden mi?...
Nedeni gayet basit...
Sen gittiğin gün, ben kendimi kirlettim.
Unuturum seni diye başka birini sevmeye yeltendim.
Unuturum seni diye içkinin en acısını içtim.
Hani bi laf varya...
Çivi çiviyi söker...
O çivi hiç bir zaman diğerini sökemedi.
Çünkü pası kalmıştı, en içte en acıyan yerde.
Pak güneşi çok tutmak isterdim aynı o gün batımı gibi...
Yan yana ellerimizle tuttuğumuz o güneşi,
Ama olmadı, yarım kaldı kendim gibi...
Ellerimiz asla birleşmedi,
Oysa hep kendimi kandırmışım,
O batan güneşin sarısını tutarız bir gün diye.
Şimdi aynada baktığım yüz kırışmış,
Aynaya bakmaya korkar olmuşum...
Senin içinin saflığı, o pamuk beyaz kalbin varya,
Hiç bir zaman tutamadığım o güneş gibi,
İşte halim benim saçımın karası beyazladı şimdi.
Şimdi çok istersin eski günleri.
Bende bu pas varken senin içini yakarım,
Çünkü yılların kiri birikmiş bende,
Olamam eskisi gibi...
Kayıt Tarihi : 15.8.2020 19:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!