Hafızam her zaman yanıltır beni.
Unuturum.
Biri çıkar karşıma, öyle güzel güler ki adını sormayı unuturum.
Sonra kendi söyler ben falancayım bu arada...
Tanışmış değil de, o bana kendini tanıtmış olur, beni sormuş öğrenmiş falan...
Ben tanışamam, takılır kalırım bakışlara, unuturum isimleri.
Takılır kafam o gün duyduğum ortadoğusal boktan bi' habere, unuturum yaşamayı.
Keyif de alamam oksijenden...
Hafızam her zaman yanıltır beni.
Sen gelirsin mesela bahar gibi, soğuk bakışlarımın buzunu çözersin.
Ben yaşlandığımı unuturum.
Sen bi' seversin beni, öleceğimi unuturum.
Ama unuturum işte...
Sen gitsen de birgün...
Kışı tekrar yaşatsan da bana, üşüdüğümü unuturum.
Kendime sarılırım, kalp atışlarını unuturum.
Doktor demişti...
"Ayrıntılara fazla odaklanıyorsun, dalgınlığın ondan."
Unutkanlık değilmiş benimkisi...
Yoksa hatırlatabilir miydi şu tütün seni yoktan...
Hafızam her zaman yanıltır beni.
Okulu bu yüzden sevemedim.
Ben sana şiirler resmediyordum üstü çizikli sıralarda benim de izim kalsın diye, hocalar kara tahtalara tarihler atıp padişahları anlatıyorlardı.
Ben uyuyordum sana rüyalar biriktirmek için, matematik hocam sinir katsayılarının karesini alıp tebeşire bir ivme veriyordu ki sorma, sanırsın fizikçi...
Uyandırıyorlardı.
Hafızam her zaman yanıltır beni dedim ya, uyandırıyorlardı beni, unutturuyorlardı seni...
Sonra bi' tütün daha, yaniden hatırlamak için,
Usul usul süzülen dumanlarda seni bulmak için...
Kayıt Tarihi : 4.5.2021 18:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!