Giderken, bütün ayrılıkların elinden tutmuştuk birlikte
Kimselerin bilmediği yerlerdi rotamız, heybemizde aşk
Ağaçların yıkılmadığı gür ormanlarda aradık birbirimizi
O umarsız sarılışların hazzını yaşardık biz gizlilerimizde
Unutuluş hazin bir şehirdi yorgun ve çamurlu ayaklarımızda
Öfkeli bir sağanaktı korkular, dilimizde ezber bozan türküler
Ölüme acıkan insanların kaderini taşıyorduk candan içremizde
Sen göğüslerinde Torosları emziren bir ana, ben ovanda ırgattım
Sürgünleri çoğaltıyorduk avuç içlerimizde, acılar tunçtan kalelerdi
Yorulunca kan kuyularına atıyorduk kendimizi, aşk kimi haramiydi
Gönlümüzün ürpertisiyle baldıran zehri ekiyorduk aşikâre yüreğimize
Bir bozgundan kurtarılmış kutsal kitaplar gibiydi içimizdeki yalnızlık
Kendi yoksulluğumuzun umarsız sarılışlarıydı özlem denilen şey aslında
En ulaşılmazlığımızdı birbirimize yakınlığımız, düşleri satar iken insanlar
Yangın iltica bir kavrukluktu, o sarhoş kalabalıklarda birbirimizi arar iken
Birileri parçalar iken gönlümüzü, sarar ruhumuzu birileri, derinleşir yaralar
Selahattin YETGİN
Kayıt Tarihi : 4.1.2018 15:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!