Unutulmuş Kaptan Şiiri - İsmail Aksoy

İsmail Aksoy
1898

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Unutulmuş Kaptan

Unutulmuş Kaptan

Çok fazla gölgemiz vardır bizim. Eve gidiyordum
bir Eylül gecesi kalktığında Y
mezarından kırk yıl sonra
ve bana eşlik ettiğinde.

İlk başlarda büsbütün boştu, sadece bir isimdi
fakat O’nun düşünceleri daha hızlı
yüzüyordu zamanın akışından
ve yetiştiler bize.

Taktım O’nun gözlerini kendi gözlerime
ve gördüm savaşın denizini.
O sürdüğü en son gemi
büyüyüp belirdi altımızda.

İleride ve geride emekliyordu Atlantik konvoyu gemileri
hayatta kalmayı başaracak olanlar
ve Nişan hak edecek olanlar
(herkes için görünmezdi bu)

bu süreçte uykusuz günler birbirini izledi
ve O’nu değil asla –
muşamba paltosunun altındaydı cankurtaran yeleği.
Asla dönmedi eve O.

Cardiff’te bir hastanede kan kaybından ölmüştü
bağırsaklarının ağlayışı yüzünden.
Nihayet uzanıp yatabilirdi
ve ufka dönüşebilirdi.

Elveda on bir deniz mili konvoyları! Elveda 1940!
Burada bitiyor dünya tarihi.
Bombardıman uçakları asılı duruyordu yukarıda.
Çiçeklenmişti fundalıklar.

Yüzyıl başından bir fotoğraf gösteriyor bir sahili.
Duruyor orada iyi giyimli altı oğlan.
Kucaklarında yelkenliler.
Nasıl da ciddi yüz ifadeleri!

Gemiler onlardan bazıları için hayat ve ölüm oldu.
Ve ölüler hakkında yazmak da
gelecek olan şey düşünüldüğünde
ağır bir oyundur.

[“YAŞAYANLAR VE ÖLÜLER İÇİN”den (1989)]

Tomas Tranströmer (1931-2015, İsveç)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

İsmail Aksoy
Kayıt Tarihi : 4.12.2019 03:25:00
Hikayesi:


DEN BORTGLÖMDE KAPTENEN Vi har många skuggor. Jag var på väg hem i septembernatten då Y klev upp ur sin grav efter fyrti år och gjorde mig sällskap. Först var han alldeles tom, bara ett namn men hans tankar sam fortare än tiden rann och hann upp oss. Jag satte hans ögon till mina ögon och såg krigets hav. Den sista båten han förde växte fram under oss. Framför och bakom kröp atlantkonvojens fartyg de som skulle överleva och de som fått Märket (osynligt för alla) medan sömnlösa dygn avlöste varann men aldrig honom - flytvästen satt under oljerocken. Han kom aldrig hem. Det var en invärtes gråt som förblödde honom på ett sjukhus i Cardiff. Han fick äntligen lägga sig ner och förvandlas till horisont. Adjö elvaknopskonvojer! Adjö 1940! Här slutar världshistorien. Bombplanen blev hängande. Ljunghedarna blommade. Ett foto från början av seklet visar en strand. Där står sex uppklädda pojkar. De har segelbåtar i famnen. Vilka allvarliga miner! Båtarna som blev livet och döden för några av dem. Och att skriva om de döda är också en lek, som blir tung av det som ska komma.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmail Aksoy