Alıp başını dörtnala giden, şu gözyaşlarımdan gayrı
Bana bir şey bırakmayan, içimden akıp giden
Sessiz çığlıklarım
Bu diyarda
Şu suskun
Şu acı
Feryadımdan başka
Bana
Ne bıraktı, giderken
Bitmeyen bir sıla
Özlemi
Bir özgürlük
Sevdası
Birde
Yürek yarası bırakarak, bende
Bu düzenle, yol ayrımındayım ey gülüm
Artık gitmenin zamanı çoktan geldi de geçti
Yanan bir hasret ateşi varken içimde. Gitmek en doğrusu
Kalbimde bitmeyen sevgi şelalesidir, hiç tükenmeyen
Coşup Dicle’ye, Fırat’a, Aras’a, Munzur’a akan
Yıllardır yüreğimde, kapanmayan yaralar açan
Zalim felek
Hiç unutma
Unutma
Şimdi yüzyılın rövanşıdır
İkimizin arasında
Bilesin
Çoktan toparladım
Kendimi
Umutsuzluk kapılarını
Kapatıp
Yıldızları
Güneşi
Yarınları içime katarak
Yeşeren çiçeklere, ekinlere, dağlara
Yürüyorum artık
Esen yellere, buram-buram toprak kokan o bahara doğru
Artık mahpushaneler, zindanlar, şiddet sökmez bana
Duygum çoktan yeşerdi, sevdam çoktan büyüdü
Gülüm
Korkmuyorum, korkmayacağım
Beklediğim şafak
Uç verdi
Güneşin doğması
Yakındır
Yakından da yakın
Dilimden dökülen
Şarkı
Özgürlük şarkısıdır
Ancak
Bir gerçek var
Unutulmaya gelmez
O da
İnsanca yaşamak
Ve insanca yaşamak
Elbet bir gün
Düş olmaktan çıkacak
Ayaklar çıplak
Gözler yaşlı
Kış, kıyamet olsa da
Bu topraklarda özgürlük sevdası günden güne büyüyecek
Meçhule gitmeyen yüreğim! Yolun açık osun, özgürlük yakındır
Mehmet Çobanoğlu
07.11.2018
İstanbul
Kayıt Tarihi : 7.11.2018 15:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!