Düz bir ovada meyvesiyle bir ağaç
Açları doyururdu yaşamaya muhtaç
Üzerinde daldan dala atlayan kuşların sesi
Eksik olmazdı dallarında onun mutluluk meyvesi
Bir yaz günü öğle vakti sürüleri ile bir çoban
Koyunları dinlendirirdi onun gölgesinde mis kokan
Yıllar sonra başlayınca zamansız bir kuraklık
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim