Öyle güzel kurgulanmış ki;
Söken şafak, geçen mevsim, sararan başak ve sen doğan insan! Bu güzel hayata hediyeni sunmak için yaşa. Aldığın her nefes için teşekkür et, şükret…
Hayatın iniş çıkışlarında yaşadığın tüm iniş hatıralarını alçaklarda bırak, çıktığın yerlere taşıma onları. Yürüdüğün bir yol varsa eğer ki vardır, olmalı… ayağına takılan her ne varsa görmezden gel.
Uyandığın bir sabah aklına gelebilir eski aşkların. Her sabah o’na da uyanabilirsin ama;
Bitirdiysen eğer bir zamanlar ‘Biz’ dediğin iki insanı,dününden gününe taşımamalısın ölü anları.
Ayrılığın ertesi girebilirsin bunalıma ama bir hafta yahut bir ay sonra eski fotoğraflara bakıp hüzünlü şarkılar dinlemek senden başka kimseye zarar vermez. Kendi canını acıtanda acını dindirende sensin unutma.
Gecenin suskunluğuyla fikirlerini raks ettirirken O’nlu anları canlandırırsan gözünde,durduk yere ağlatırsan kendini, sanma ki haberi olacak onun ağladığından ki olsa da umurunda olsaydın olmazdın sen bu durumda.
Çağrı mı, armağan mı, ceza mı
Ne vardı böyle karşıma geçecek
Ben ne yazılar ne çizgiler yitirdim hatırlamadım
Ne var ki sizinki onlar gibi gitmeyecek
Zekice tasvirleri kutluyorum...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta