Unutturamaz Şiiri - Mikdat Yıldız

UNUTTURAMAZ
Dudaklarının dudaklarımda bıraktığı
İhtirasın tortularını,
Gözlerinin gözbebeklerimde oynattığı
Sevgi kıvılcımlarını,
Arıyorum ellerinin bedenime yaşattığı
Okşayışların hazlarını
Masamın üzerinde bir şişe markasız şarap
Bu salaş,ruhum gibi derbeder ve de
Hislerim kadar harap
Balıkçı meyhanesinde…
Kadehlerdeki dudak izlerinde
Geçmişi aramaya çıktığımda
Er bir saatiydi akşamın
Başım dumanlı,gözlerim mahmur
Epil epil seherindeyim,şimdi sabahın…
Burası yaşam küskünlerinin,
Gerçek kaçkınlarının
Ve de…
Tüm trenlerini kaçırmışların
Gam yüklerini boşaltmak için
Uğradıkları yerdir! ..
Buraya ilk gelişimden bu yana
Tarumar ettiğin yaşam yıllarımdan
Kaç takvim yaprağı döküldü
Saymadım,sayamadım
Hazan rüzgarlarının
Dallardan koparıp attığı
Sararmış gazeller sayılmaz
Sayılamaz ki…
Daha dünmüş gibiydi sanki
Anlardan bir an,
Zamanlardan bir zaman
“Bitti” diyerek yaşamımdan
Çekip gitmiştin ya hani
Fiii tarihindeki gibi bir günde
“Bitti” demiştin sadece
Hişbir üzüntünün izi yoktu yüzünde
Ya da bana öyle gelmişti
Ne bileyim ben şimdi
Bitti’den başka bir şey demeden
Tek bir neden olsun göstermeden
Bir gölge sessizliğiyle
Çekip gittiğin akşam tanıştım
Bu yüreğimce yanık
Halimce perişan
Yaşamımcasına viran
İçerisinde,
Bin parçaya bölünmüş kalpler barındıran
Ve kendine has bir yaşamı olan
Bu balıkçı meyhanesiyle…
Adının Balıkçı Meyhanesi oluşu
Aldatmasın seni
Burada ne balıkçılar bulunur
Ne de tek bir balık
Ama her gece burada
Dertlerle yüklü bir kalabalık
Ucuz şarap eşliğinde
Acılarını dillendirir…
Bu salaş meyhanede bir zamanlar
Taş plaklar çalınırdı pikapta
Hüzünlü şarkılar yüklü plaklar
Sonra ne olduysa bilinmez
Onlar da sencileyin
Derin bir sessizlik içinde
Neler olup bittiğini anlatmadan
Çekip gittiler meyhane yaşantımızdan.
“Giden gelmez ki geri” diyordu şarkının biri
Doğruymuş,
Bekleyenlerin bütün acılarına
Gelecek umudunun ağır sancılarına
Rağmen,
Geri gelmiyormuş giden.
Başka hiçbir sevgiye yer vermediğim
Gönül dünyamda güller solar
Susarken bülbüller
VCD’ler,DVD’lerde çalınır oldu
Özleme,hasrete davetkar şarkılar…
Zamanla her şey değişirmiş
Burası da uydu zamana…
Meyhanenin sahipleri
Müşterilerin yüzleri
Ve de en önemlisi
Şarap fiyatları değişti.
Burada değişmiyen
Sigara dumanlarının kesif örtüsü
Keskin alkol kokusu ve de,
Meyhane sahiplerinin değiştirmeyi
Akıllarının ucuna bile getirmedikleri
Meyhane duvarlarını süsleyen
Dudakları şehvetle yarı aralanmış
Zevke davetkar bakışlı
Yarı çıplak artist resimleri…
Daha buraya gelişimin ilk gününden bu yana
Hiçbirisi ama gerçekten hiçbirisi
Tek bir sözcük olsun etmediler
Aşktan yana,sevgiye dair..
Ne var ki
İhanet de etmediler
Davetkar bakışları utanmaz olsa da arsız
Öylece bakıp durdular yıllar boyu
Hiçbirşeye dokunmadan,zararsız.
Bu meyhanede
Ne yaşanmış mutluluklara
Ne de vuslata ulaşılmış sevdalara ilişkin
Tek cümle bile konuşulmaz,konuşulamaz
Burada sadece
Terk edip gidenlerin ardından aahhlar
Sigara dumanları eşliğinde
Kafalar çekilir…
Bu meyhanede
Üzüntüler,gamlar,kederler
Ve daha varsa geriye kalmış neler
Hasrete,özleme,acıya dair
Meyle birlikte bütün kadehlerden
Onlar içilir
Bu meyhanede hep
Kırık döküktür gülüşler
Parçalanmış yaşamlardan süzülüşler
Ağıtlar biçiminde anlatılır
Umutsuzluklardan
Umut kırpıntıları çıkartılır.
Yaşamak istemiyle bütün yüreklerin
Yaşanamamışlar hayal edilir
Bir hayalin peşinden
Ömür boyu gidilir…
Gönül topraklarının gök kubbesinde
Bulutlar sıcak yağmurlarla yüklüdür
Ve her an ağlamaya gebedir gözler
Bitişin titreyişine duran eller
Ve de burada meleğim
Söylenip tüketilememiş sözler
Vardır…
Burada canımın içi,bu meyhanede
Ne yazık ve ne acıdır ki
Hep unutmak,unutulmakla ilgilidir söylemler
İnan bana güzelim hemen her şey
Şarkımızdaki gibi
“Unutturamaz seni hişbirşey,
Unutulsam da ben” üzerinedir…

Mikdat Yıldız
H.İşcan 19.05.2005