unuttum can
bu eskiyen kaçıncı gün sensiz
buruşturduğum kaçıncı mektup
suya yazılan yazılar gibi
kaybolurken umutlarım
yol yol uzar alnımdaki çizgilerde
çilemin kilometre taşları
unuttum
bu karaladığım kaçıncı eskiz
gün sızıyor yine
yamalarından gecenin.
bir tual, bir adam, birde duvar
önümde siluetin gölge gölge karanlık
yüreklerin arası fersah fersah uzaklık.
hüzün kara sevdiğim
aşk kırmızı
bu bendeki solukluk
bembeyaz sevdamın
gökkuşağı hasretliği
unuttum
bu bitmemiş kaçıncı beste
bir saz, bir adam, bir duvar
ah zavallı sazım
ihanette notalar
sesim kar tanesi
eriyor düşer düşmez dilime
sözler ürkek güvercin
uçuyor yaklaştıkça
gök dolusu kelimeler
öksüz öksüz
can çekişiyor anlamlar
kırık dökük
unuttum can
bu uykusuz kaçıncı gece
bir adam bir yol bir sürgün
alıp başımı gitsem
peşimde karabasan
mahrem sevişmelerin sayıklamaları
uyuyamam, uykum düşlere
ben kendime yabancı
unuttum can
bu kaçıncı uğrayışım sokağına
bir adam, bir kaldırım, bir yalnızlık
mühürlenmiş tüm kapılar önüme
yüzler soğuk ışıklar yabancı
sanki keşfedilmemiş kıta
nöbet tutar hayaletler
kurşuna dizilmiş
anılar başında
neden bu ceza can
söyle daha kaç ömür
hükümlü yalnızlığım
Ciğerlerimi çürütürken
nefes nefes zifir
taş duvarların küfü
düşünceme sızıyor
kadeh kadeh sensizlik
ağu zehir.
hasretin rutubeti
üşütürken yüreğimi
gökten nisan patlar
sensizlik vurur camlara
ben vurulurum
düşer asi yanım
ölü mor tırnak
bundan gayrı
yaralarımı annem bile saramaz
unuttum can
bu kaçıncı rüya
gökyüzü boyuyorum sana
birde gökkuşağı
güvercin konduruyorum hasretime
nisan düşlüyorum
çiçeğe duran yeşile coşan
saçlarımıza sicim gibi sevda inerken
yetsin artık özlemek
aşk olsun masalımızda
ve sen ve ben birde tango
dalıp dalıp gidiyorum
kayıp düşlerin peşine
türküler söylüyorum rüzgara
bir meltem bir poyraz bir boran
bir aşk bir hasret bir nefret kokan
biliyorum duyuyorsun beni
yani duyuyorsan
hala bıraktığın yerdeyim
unuttum
bu söndürdüğüm
kaçıncı sigara
küllük dolusu efkar
yaman acıtır
kızıl turuncu ayrılık
inince akşam yüreğine adamın
artık ben kayıp bir gölge.
kayıp bir adamım
bırakma ellerimi
amayım
unuttum can
bu içtiğim kaçıncı şişe.
bir aşk bir ayrılık ve şarap
tahta masada bırakıyorum
hafızamın tüm ağırlığını
demlenirken dertlerim
koyusunda gözlerinin
ah duman duman başım
gel vedalaşalım hayat
bayramlık çocuk sevinci bana
şimdi ölüm
unuttum kaçıncı başa sarışım
bir film bir ömür bir adam
sararmış resimler akarken
şerit şerit
yeşile boyamışız eylülü
yüreklerimiz daha kapanmamış kardan
sen en güzel kırmızılardasın
hasret olmamış daha adın
daha damlamamış yüreğimize hüzün
çiçeklere doymuş dallarımız
körpe bir aşk meyveye durmuş
vedayla tanışmamış ellerimiz
unuttum
bu kaçıncı dinleyişim
hep aynı şarkı bir adam ve gözyaşı
damlar ağır ağır mızrabın sancısı
saza, söze, yüreğe.
silinmiş anılar
canlanırken birer birer
biliyormusun
acıtıyor artık şarkımız
sesimde yanık kokusu
bakışlarım dökülüyor önüme
tebessüm yerine
yastığımın altında saklıyorum umutlarımı
susuyorum...susuyorum
çünkü artık ben sana küsüm
Kayıt Tarihi : 24.12.2009 01:12:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ömer Altun](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/12/24/unuttum-185.jpg)
içten bir özlem vardı okuyucuya yansıyan.kaleminiz daim olsun..
TÜM YORUMLAR (8)