Unuttuğum Birisi (Çığlığa Nazireler)

Mustafa Acıoğlu
322

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Unuttuğum Birisi (Çığlığa Nazireler)

I
Hasretim
Uykunun şeffaf tulumuna...
Yatarım yatmasına ya,
Karanlığın kumlarına düşen
Bir ip ucuyla
Bağrımdan çığlık
Bir ok gibi kopar...

II
Yatamam
Döner dururum yatakta
Acılar;
Bir aynadaki kadar nettir...
Bakışlarım tavanda
Seçmiş de bir nokta
Dalarım sonra dalışlar bir derttir...

Tınladı mı içimin lirik gongu
Yakarım bir cıgara
Anaforlanır dumanı
Ben duygu girdabında
Binerim atlıkarıncalara
Ve yüreği teslim alır
Odamdaki sessizlik
...

III
Genetik bir kolaylık
Fıtri bir yelde gelir
Derin bir dervişin
Zikirsi ciddiyetinde
Olağan üstü bir kolaylık
Ve dilden çıkan söz
El hamdulillah

Yine cıgarama yüklendiğimde
Acı hatıraların kuşandığı loş unutuş
Yaprak yaprak döküldü...
Ruhumu kökünden silkeliyor acı
Yalnızlığın cehenneminde
Kavrulmuşum
İlacım (?)
Kavrulduğum ateşi söndürmeye
Kafi değil
Döktüğüm göz yaşlarım

IV
Bakışlarda gömülürken
Filtreye dayanan ateşi görürüm
Ben misali
Söndürülür o da bir şekilde
Son vicdan intikamı görülür
Zihin mahkemesinde

Kafamdaki problem kadar
Karışıktır sözlerim
Bu sözleri anlamadığını da fark ederim
Yüreğim kopup
Geliyor dilime
Konuşamıyorum ki...
Acı,
Sızı,
Keder,
Gam,
Neden Allahım
Demeye varmayacak dilim
İmanım diyor
Sabret... Sabret...

V
Her akşamüzeri
Batan güneşle kaybolan mutluluğum
Her kapını çaldığımda
Bunalmışım...
Hamallıktan yılmışım...
Omzumda bir, beş değil
Bin deve yükü çaresizliğim
Göz yaşlarımın seli uzadıkça
Sessizce ağlayıp da
Omuzlarına kapanacakken
Bıçakla kesilir hemen
Hoş geldin diyen
Ve boyutunu delen
Yıldız gözlerinde

Sen...
Dinlersin beni...
Mutluyum demem
Diyemem
Deliliğime hükmet
Şayet dersem
Bakma şu yüzümde
Çizgileşen tebessüme
Gamzeme
Onyedi yıllık kalbimde
Milatlar evvelinden
Kaynıyor bir mağma

VI
Şu seni ziyaretim
Önce Allah rızası
Sonra...
Yırtmak için
İçimdeki gecenin
Zifri pelerinini

Yanıda hissettiğim sadece
Utandırıcı bir rahatlama
Bu kadar
Onca gerçekleri unutma
Birkaç dakika dalma
Parmaklarımda unuttuğum cıgaramdan
Derin nefesle doldurdum göğsümü
...Ki zararsız
ama büyük
bir hınç
Kaplamakta içimi

VII
Sözün,
Jestin,
Mimiğin,
Kapılıp seline
Gülümsemelerim saliselik titreşir
Bu kadar...
Sen...
Dinlersin beni...
Mutluyum demem
Diyemem
Deliliğime hükmet
Şayet dersem
Derinimde ağıtlarım
Çağlar coşar...

Her okunan ezan
Ve her vakit namazda
Binlerce watt’lık bir çanak gibi
Açıyorum da ellerimi
Ama ne
Bilemem ne diyeceğimi de
Yuhalarım kendimi
Toplarım elimi... seccademi.

VIII
Son sözümde
Son tasvir
Kendimi anlatacağım
Dinler misin?
Sen...
Dinlersin beni...
Dilinde vird vatan, millet, din sevgisi
İşte bu üçüne aşık
Renksiz,
Sevgisiz,
Onurlu ve gururlu geçmişine aşık
Kalemim Öfkem,
Sazım Tepeden tırnağa aşık

IX
Şimdi
Yuvarlandığı da aşk
Yorgunluğum karasevda
Durgunluğum aşk
Köşeme çekilişim
Karanlık bir fırtına
Yalnız kalamam bu nedenle

Bakma
Kalemimin saçtığı ahenge
İçim dışım yangın
Tutuşmuş bir hengame
Anlamların etkisini
Sindirmeye çalışırken sen
Derdime ortak oldun
Ağlayamıyorum ben...

Mustafa Acıoğlu
Kayıt Tarihi : 5.5.2006 18:04:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Acıoğlu