insan yüzlerinden geçiyorum...
kokulardan...
aşktan geçiyorum...
bir şafak nasıl sökerse,
silerse geceyi
anılar siliyorum...
anlar kalıyor...
sokaklar siliyorum
kediler kalıyor...
köprüler yıkıyorum
ırmaklar kalıyor...
yüzler siliyorum,
kokular kalıyor...
ben de bir kedinin göz bebeğinden geçiyorum
bir köprünün taşına değiyor topuğum
geceye dokunuyor hüznüm...
acım aşka değiyor...
benden ne kalıyor peki...?
hangi izim...
hangi bedende mühür, hangi eşikte ayak izim,
gözyaşım?
yastıkta saçım?
...yürekte iç burkan bir sızım...
Şafak söktü...
çizgili bulutlu bir gökyüzüne uyandı ışıklı şehir...
bana inat yaşam dolu...
sen hiç olmamışsın...
bu gün anladım...
sesin bu sabah ayazı kadar soğuk, şu karşı evin çatısı kadar yabancı... sen, kokusunu bilmediğim bir sevgili olup, geçtin, gittin, sokağımdan
yıktın tüm geçitlerimi...
bak, yük gemileri geçiyor uzaktan...
seni sevmek kanıma dokunur oldu...
bem de boşaltabilsem seni bir limanda...terk edip gitsem...
unutsam artık...
artık unutsam...
11 şubat 2007 06.57
Emel ÖrsoğluKayıt Tarihi : 23.7.2007 19:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)