Kaymasını bile unutmuşum be!
Her tarafı bembeyaz görünce,
Çocukluğum geldi aklıma.
Babam, bir kızak yapmıştı;
Ne kızaktı ama bir görseydin.
Hızına erişen yoktu.
Her yarışta birinciydim onunla.
Benim için bir arabadan,
Bir bisikletten,
Ne bileyim, bir çocuğun isteyebileceği
Birçok şeyden daha kıymetli idi.
*
Akşam okuldan çıkınca,
Hafta sonları,
Yani fırsat bulduğumuzda,
Tüm çocuklar sırtlandık mı kızakları,
Doğru kelleye çıkardık.
O tipinin, o ayazın içinde kayardık.
Kelleden bir saldık mı kendimizi,
Ta okulun arkasına kadar inerdik.
Sonra bir daha kızağı sırtlanıp,
Kelleye çıkmak için uğraşırdık.
Onca eziyetten ve geçen zamandan sonra,
Güçlükle vardığımız tepeden,
Bir solukta aşağı inerdik.
Aynı şekilde bıkmadan, usanmadan,
Saatlerce kayardık, kayardık...
*
Bazen aşağı çayırlara iner,
Buzun üzerinde kayardık.
Soğuktan yüzlerimiz morarır,
Ellerimiz tutmaz olur,
Tir tir titrerdik de,
Saatlerce kayardık...
Büyükler kızsa da aldırmaz,
Yinede kayardık....
Sanki onlar zamanında
Hiç kaymamışlar da!
Bizi azarlıyorlar.
*
Aradan yıllar geçti;
O topraklardan göç ettik.
Yıllarca kara ve kaymaya hasret kaldım.
Şimdi bulunduğum yer bembeyaz olmuş.
Çoluk, çocuk herkes dışarıda.
Kimileri kartopu oynuyor;
Kimileri yuvarlanıyor;
Kimileri maç ediyor;
Kimileri de kayıyor.
Bende çıkıp şöyle gönlümce,
Doya doya bir kayayım dedim.
Dedim demesine de...
Ama nerede?
Kaymasını bile unutmuşum be!
24.01.2000
Not: Kelle köyümüzde bulunan ufak bir tepenin ismidir.
Kayıt Tarihi : 30.5.2012 01:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (5)