Tarih kayda geçmeden önce insanlar yine yaşadı.
Farklı mı, nasıldı?
Sınırlanma kim ister?
Özgürdü onlar, özgürlüğün anlamını bilmeden.
İklimleri birbirinden ayıran dağlar
yolculuğa müdahale etti de ne oldu, işe yaramadı.
Yaşadıklarını ciddiye alırlar mıydı o dönemde?
Birbirlerini bir görüp, bin unutmak ne akıllıca!
Yap yaşa unut!
Unutmanın şiirsel mutluluğu betimlenemez.
Yabancılık, iyiymiş.
Vıcık vıcık iletişime geçince, kavga gürültü duruşunda
anafor dibimize geldi.
İstersen atlama.
Girdaptan çıkmak için, her yol mubah derken,
acayiplik ne kadar çekici, ne kadar alımlı!
Birbirine sokulup ulaşamadan güzelmiş hayat.
Işık şimşek gibi çaktı.
Yaşama ışınlarını yansıtırken titredi.
“Beni gör, beni sev, beni duy, beni”
diye yalvaran sürüye hayretle baktı.
Sorun “ ben ’’ mi? Sen niye tek özel olasın?
Milyonların arasında herkes “ ben ”değil mi?
Yaratmak istediği büyülü görsel şölen,
havada uçuşup hayatlara değmeden geri toplandı.
Aksine her şeyi hatırlayan sürü o kadar çoğaldı ki,
unutamadıkları yüzünden bir yerlerde,
kayboldu.
Israrla hatırladı, hatırladıkça zaman taşlarını parçaladı.
Büyük adam!
Neden geldin neden gittin, ne işine yaradı?
Sen sen kaldın, isimsizler hayata imzasını atıp,
en önemlisi yaşadı.
Kayıt Tarihi : 2.6.2017 15:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!