Açılır göğün uçuk mavisi
bakışlarında kara bulutları yararak.
Bir uzak ırmak serinliğinin sevincini sunar
çağırır adınla seni.
Ne hatırlamak istersin o metalik yengilerini
ne de avutmak için okşarsın
kâğıttan çocuklarını.
Şen misin
ya da hüzünlü mü?
Söyle, ey bu kahrın zamanına çığırarak düşen.
Bana çünkü seni soruluyorlar ta Adem'den beri.
Ve Olimpos dağlarında lanetliyorlar
suda boğmak için suretini.
Evet susuyorsun,
susan zindanların karanlığını imleyerek.
Gençliğinin gölgesine düşen gümüşten kederi,
ince bir sızıyla alıp çekiyorsun sinene.
Belki doğarken yitirdik aslolan kendimizi.
Yaşamın pişmanlığı karşısında hüzün nedir ki ?
Adını değiştir tanıma kendini,
yık hayalindeki seni.
Meçhule giden geminin sahibi çoktan unuttu bizi.
Sen de unut,
sen de unut kendini.
Çünkü yarın kendin için öl....
14.02.2021
Gökhan SarıkayaKayıt Tarihi : 15.7.2021 14:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!