Tabiatın güzelliğiyle avunduğumuz eskiyen o uygarlık dili
Yeni terk edilen kış mevsimi gibi biraz sonra terk edi-lecek
bir şair; kırılgan, mağrur ve mağdur
Oysa ben bu gibi vakitlerde cebimde biraz hüzün taşı-rım
Şiirlerimde hep tekrarlanan içi yakan bir hüzün!
Çalıntı bir sevginin ardından kalan tozla
gizlenir yıllarca hatıralar
Bazıları konuştukça unutur bazıları sustukça
Akıl almaz bir unutkanlık sürüsüyle çevrelenir günler
Kelimeler bile ihanet eder, harfler bile yalan söyler
Unutulan yaşamının son sahnesinde sen de ayaktasın-dır
Bilakis sen de en az herkes kadar yorgunsun.
Hepimiz orantısı kaçmış bu devrin birer elemanıyız
Belki de birer elementiz periyot cetvelinde
Atomlarımız barındırdığımız sayılardan epey huzursuz
Hayata hep sonradan eklenen bir şeyiz
Kalbimiz haddinden fazla çarpmakta,
eklemlerimiz gereğinden fazla oynak ve
etimiz olabildiğince yumuşak, kemiklerimiz hayli sert
Aslında çok basitiz yani, tek derdimiz
durmadan çoğalmak
Bir insanlık tarihi yazdığımızı sanıyoruz salakça
Hâlbuki unuttuğumuz bir şeyler var derinlerde
ama umarsızca neyi unuttuğumuzu bile unutuyoruz
Kayıt Tarihi : 21.10.2025 12:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!