Unutamadığım anı Şiiri - Bahattin Tonbul

Bahattin Tonbul
7623

ŞİİR


31

TAKİPÇİ

Unutamadığım anı

Babamı 31.ekim.1976 yılında kaybettiğimde o günden bu güne rüyalarımdan hiç çıkmadı.
Zaman zaman hayalini görür çok güçsüz kaldığım anlarda bana yardıma gelirdi.Tam yardım etmesini ve üzerimdeki yükün hafifleyeceğini düşünerek maddi manevi rahatlık hissederdim.Bu yüzden mutlu olurdum ta ki gözümü açıp baktığımda bunun rüya olduğunu anlayınca tekrar yıkılırdım.Ama o bir anlık olsun mutluluğun ezikliği yüreğimde dururdu.Bunun sebebi de ağabeyimle küçük kardeşimin sürekli kavga edişi.Amacım birliği sağlayıp huzurlu bir hayattı
Bu beni sürekli ruhumda stres yapardı.Aha kavga ettiler aha edecekler diye.Bir arada iken hiç hafta sonu kavgasız geçmezdi soframız.Hep yemek boğazımızda dizili kalırdı
Ben liseyi yeni bitirmiş,öğretmen okuluna kayıt yaptırmak için o hafta sonu gidecektim.Babam okuyamadığı için okutmayı çok isterdi.Babası ilk okulu bitirince okumasına izin vermemiş bu yüzden çok ezik hissederdi kendisini.çocuklarını okutmak istedi kısmet olmadı onların okuduğunu görmek veya çevresinde okuyanları görmek sevindirirdi.
Ne ağabeyim nede küçük kardeşim eğitimlerine devam edemedi tek ben kalmıştım.oda yarım kaldı maalesef.
Küçük kardeşim çok asabiydi sürekli aksilik çıkartıp babamla kavga ederdi.Her akşam veya sabah sofradan kavgasız kalkılmazdı.Bu yüzden yemekler hep boğazımıza dizilirdi.Bu duruma çok üzülürdüm ama elden bir şey gelmiyor,biri baban diğeri kardeşim buna anlam verememe rağmen.Çare olamazdım.
İşte 31.ekim 1976 Cuma akşamüzeri babam erken dükkandan ayrıldı yolda eve giderken bir inek almış ahıra bağlamıştı.
İlçemizde cumartesi günü hayvan pazarı kurulur otel ve hanlara hayvanlar Cuma gününden gelir bir gün önceden de alım satım yapılırdı.Bu bunlardan biriydi.Baban zayıf çelimsiz bakımsız hayvanları alır onu besler sütünden faydalanır hayvan düzelince de satardı.
Babam oğlum git bakalım yeni aldığım hayvana bak yem ver nasıl yorumunu yap dedi.Bende gittim yemini verdim baktım her zamanki gibi çok zayıf karınları birbirine geçmiş bir kemik yığını hayvan.Artık babamın taktiğini anlar oldum.
Akşam oldu hayat dolu bu adam yemeğimizi yedik yine bizim birader Nurettin sebep ne bilmem ama genelde sıkıntısı çok şımarık yetiştirildiği içindi.Her sözüne aileden gülünürdü bu da onu problemli etti.şaka ile de olsa esas amacı evlenmek için olmadık olumsuzluklar çıkartırdı
İş görmezdi.isyan ederdi,babamı buda çileden çıkartmaya yeterdi.
Akşam yemeğimiz yine hara güre oldu babam kalktı tövbe istiğfar getirerek akşam namazını kılmak için Allah’ın huzuruna durdu işte ne olduysa o an ettiği beddua hiç kulaklarım dan çıkmazdı.”oğlum ben ölürüm Allah canımı alır senin o perişan halini tarlalardaki sefaletini yaşamındaki eziyetini Allah izin verse de mezardan kafamı kaldırıp görmek isterim yani senin perişanlığını seyretmek isterim şu akşam namazı yüzü gözü hürmetine diye “ Dualar etti bu beni çok etkiledi neyse ben artık fazla kalmadım fotoğraf çekinip kayıt için evrakları hazırlamaya çarşıya çıktım.Fotoğrafımı çekindim Ali Şen’in kahvehanesine oturmaya gittim Nurettin birden kahvenin önünde bana işaretle dışarı çağırdı.Sonrada babam rahatsızlandığını çabuk doktor götürmemiz gerektiğini söyledi.Hemen doktor Tahir Mantıyı alıp taksi ile eve gittik.
Babam fenalaşmış salondaki kapının yanındaki som yede uzanmış yatıyordu.İşte tam o an kalp krizi geçiriyormuş.Hemen arkasına destek olup kafasını göğsüme koydum.Bir şeyler söylemek istedi konuşamadı eliyle buraya kadarmış dercesine veda etmek istedi ben anlayamamıştım.ölüm hiç aklıma gelmiyordu.doktor hemen dil altı hapı verdi birkaç kalp mesajı yaptı.cevap alamayınca “babanız öldü” dedi.
Doktora dönüp öyle konuşma doktorum bak babam hala sağ dedim.Gerçektende sağ idi
mücadele ediyordu aklı başındaydı her söyleneni anlıyor,fakat anlatamıyordu.
Doktorum bu şekilde sesli söylemesi beni çok rahatsız etmişti.ölmüş de olsa böyle dememeliydi çünkü babam hala can veriyordu ağzına baktım dili morarmaya ve şişmeye başladı nefes alması zorlanıyordu ama şu bir gerçeki şuuru yerindeydi şunu yap bunu yap dedikçe yapmaya çalışıyordu babacığım.ama bana o kahverengi çaresiz gözleriyle yüzümdeki korkuyu ve heyecanı anlarcasına bana baktı.Telaşımı ve ona seslenişimi gördükçe sanki bana korkma dercesine bakıyor
çaresizliğini ve Azrail ile bizim aramızdaki çizgide hesaplaştığını tahmin ediyorum.
Evet kafası benim dizlerimde doktor birkaç kalp mesajı daha yaptı baktı sonuç yok oda bıraktı.bütün bu olaylar evimizin salonunda oldu hemen çenesini bağladık yola bakan odalardan
birine yatırıp üzerini örttük.hemen o an anneme bir sakinleştirici vurdurup dedemlere gönderdim
Ben deli gibi sokağa düştüm Şevket emmime,Cemal emmime komşulara haber verdim.Onlarda köye haber gönderdik kardeşleri için.Kapı komşumuz Cemal Serin çok yardımcı oldu eş dost dolu verdi birden.Yengem krize girdi sürekli titriyordu ona da sakinleştirici verdik.Ağabeyim Ankara gölbaşında askerliğinin terhis olmasına bir hafta vardı.ona telefon çekip izin isteyecektik ki vazgeçildi İki komşu taksi ile ağabeyimi alıp getire bilmek için yola çıktılar..kısacası ertesi gün ikindi namazına kadar ağabeyimi bekledik oda babamın cansız yüzünü son kez gördü ve Alaca mezarlığına defnettik.Allah yattığı yeri nur etsin o güçlü biriydi,zeki ve haramdan uzak kaçan doğru sözlü güvenilir biriydi yapamayacağı riskli işlere hiç girmez sözümü yerine getiremem korkusuyla riske atmazdı.Az kazanır garantili yaşamak isterdi.Arkasında güç yoktu bütün güç bizlerdik ama maalesef çok küçüktük yetişemedik.
Bu ölümün sorumlusunu kardeşime atıyorum gerçi vade gelmiş ama tetikleyicisi o olduğuna inanıyorum içimde müthiş bir acıdır o an.İnanı unutamam
17.8.2010
Bahattin Tonbul

Bahattin Tonbul
Kayıt Tarihi : 17.8.2010 00:22:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


babamın ölümü....31.10.1976

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bahattin Tonbul