Bir kelebek ömrü kadar da sevmiş olsan beni belki bende anlardım sevginin gerçek kimliğini.ve ozaman belki bende sevmeyi öğrenip severdim seni.Sevgiyi aşkı bılmemek suçmu hiç yaşamadım ben. Bundan yargılıyorsan beni demek hiç sevmemşsin. Ama olsun canın sağ olsun hayat devam ediyor. İnsanlar yaşıyor kuşlar uçuyor ama bende herşey durgun bir deniz.Gibi nedeni isse sevilmemek biliyormusun ben sevgiye açım hasretlik ve yalnızlık sarmış butun her yerımı ama üzülme dedım ya hayat devam edıyor. Ve sen başka aşklara başka sevdalara yelken açacaksın. Benmi sadece senın hasretın le bedenımı yakacagım.Seni ayın pırıl pırıl aydınlıgında aradım ama bulamadım.Güneşin kızgın ve öfkeli ateşinde aradım gene bulamadım yoktun. Bazen bir yıldızda bazende bir limanın soğuk kış akşamı nın iz bıraktığı denizci lerin ısınmak amacı ile yaktığı ateşin alevlerın de aradım seni.Buldummu bilmem ama bildiğim tek şley var ki oda hayatın anlamsız ve herseyın bir oyundan ibaret olduğu.Her akşam olduğunda ay a bir hoşgeldin dostum türküsü patlatıp sonrada ay ışığında gerçekleşen ayırık hikayelerinden birini anlatmasını isterdim ondan çunku o dunyanın bütün gece yi yaşayan yerlerinde ayrılıklara şahittek gercek tir.benimde ayrılığıma şahıt olmuştu ve benım ayrılıgımı anlatmaya başladı benim çaresizliği mi ve hazin öykümü anlatıp durdu. okadar dalmışımki yüreğimin isyanı ile kendıme geldığimde ay çoktan nöbeti ni bitirip görevi güneşe bırakmış tı güneşle konuşacak bir sey yoktu çunku o hiç bir şeye şahıt olmamıştı ama biliyorum ki.oda öğrenmiştir dünyayı sarsmasada bir yüreği tepeden tırnağa yıkan bir ayrılktan geriye kanalan enkazı.Neyse ben gidip biraz uzanayım hayat unutulmaktan ibaret tir sende unut gitsin........
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...