Rizvan Yıldızhan - Ünlem Şiiri - Antoloj ...

Rizvan Yıldızhan
25

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Ey içimin sessiz bilgesi, duy! Mermer düşüncelerden yontulur mermer heykeller Dertli bir nağmeyle inler gergin teller Hıçkırır parçalanmış bir bulut, Durulur bir gün bulanık seller? Ey gönlümün suskun ibresi, söyle! Neden hep seni gösterir masum eller, Neden hep senden yana imkânsız emeller, Ve niçin seni cezbeder puslu yâd eller? Tekrar tekrar ödenir mi bedeller? Dalların tomurcuğa durması boşuna değil; Ey gönül, ey dikenler gülşeni? Bak, senin için veriliyor bu tuğ şöleni Gökler seni davet ediyor, yıldızlar seni Sen ki göğsünde saklarsın aşk definesini Ey gönül, Dalların tomurcuğa durması boşuna değil? Ey kucağına gemiler vuran kumsal Kalbim tek kürekli bir sandal Kalbim hasta aşklara hırçın, Asil aşklara uysal? Ey kumsal, onu ummanlara sal. Ey gönül, Kaç aşığı sürgün ettin şehrinden, Ve kaç çılgın şiiri dilinden? Fakat yine de Gökkuşağı seni sarmak için Hep yağmurlu havaları bekler, Yağmurun durakladığı anları. Kışın unutulur kelebekler? Ey gönlümün Nili coş! Yerle bir et piramitleri Bak, ufuklar ışıktan sarhoş Yak, kül et fırsat eldeyken, Süpür ihanetleri... Ey gönül ateşle oynama, Tehlike şaka götürmez. Dururken bal dolu kâse Zehir kadehini tercih niye? Ey gönül ateşle oynama, Tehlike şaka götürmez. Ey mazinin bağrı yanık çöl kızı, Sönüktür ufkumuzun vuslat yıldızı Asırlara dayanmış yorgun Mecnun, Masal gibi söyler şarkımızı? Canlar sussa da, heyecanlar sussa da Destanlar susmaz Ey sevdanın bağrı yanık çöl kızı! .. Ey soylu güzellik, gel kalbime Gel, yuvana dön. Tacını krallara bırak Ünleminle sön, Fakat asaletinle dön. Her şey aslına dönerken Kerem de ayrılır moleküllerine Anka, yeniden sarılır küllerine Üç kıtaya mührünü vuran sevda, Mısralarımla buseler kondurmak isterdim Som ipekten kalbine? Ey mavi gökte gezen alev saçlı kız, Seni hangi maceranın koynuna atar, Gönlüden göğüne kayan ak yıldız? Söyle, kara bahtın şafağı ne zaman atar? Sevgim yalnız, kalbim ıssız Yankı yok dağlarımda, bağlarım ceylansız? Ve ey sitemkâr hayat Bir zamanlar tomurcuktun, Gören herkesin iç geçirdiği. Mahzun bir sonbahar gülü şimdi Eskilerin özlemle yâd ettiği Yenilerin önemsemediği Solgun bir sonbahar gülü. Ey içimin güngörmüş bilgesi, duy! Mermer düşüncelerden yontulur mermer heykeller Daim eşiğini öper seherde yeller Eteğine yapışmak ister muzdarip eller İnanıyorum; geçer, geçecek bu haller. Ve çiçeklenecek hayaller? Ey gönül, yeter; bağırma artık, sus! Susmak asil çığlıklara mahsus Dudaklarında buruk bir tebessüm İçinde ısrarlı bir kördüğüm? Sus! Unutma ki her dağda her vakit olmaz bu pus Sevda zorlu sabırlara mahpus Ey gönül, sus artık, sus! RİZVAN YILDIZHAN

Tamamını Oku