Üniversite Günlüğü (1990 - 1994)

Oğuz Bekar
33

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Üniversite Günlüğü (1990 - 1994)

Üniversiteden ben, geçtim bir rüzgar gibi
Ben orada anladım, kısmet ile nasibi
Kısmetim nasipsizlik, nasibimse koşturma
Koşturmanın sonunda fotoğrafsız diploma

Sabah saat sekizde kütüphane önünde
Gözlerimizde uyku, defterler elimizde.
Akşamın yorgun beyni başlardı çalışmaya,
Yine de yeminliydik; yüz puanı almaya

Konuları tekrar et, olmadı, başından al.
Millet kopyayla geçsin, sana desinler hamal.
Sonuçlar açıklanır; beleşçiler yüz,doksan
Senin notların ise kırk - elli puan noksan

Hocanın biri gelir ne yaptığı belirsiz.
Yüzlük kağıda verir kırksekiz - otuzsekiz
Bir şey gelmez elinden. Anlamaz ki halinden.
Böyle nefret edersin okulun her şeyinden

Jön asistanlarımız kur yaparlar kızlara
Avanta puan gelir cilveli olanlara
' Yok istemem ' de demez o bayan açıkgözler
Ağlama oyunuyla yükselir krediler

Kaleminin hakkıyla kazananlar yok mu? Var.
Onlara hiç sözüm yok, helal sonuna kadar.
Delikanlı adamın her zaman yanındayım
Notla kibirlenenin daim karşısındayım.

Kampüs yurdu dört blok, herbiri çilehane
Sıcak su bulamazsın tuvaletler virane
Eve çıkmak istesen ona paran yetmiyor
Öğrencinin çilesi bu kadarla bitmiyor.

Kuru fasulye - pilav, yanında ekşi ayran.
Eğer yemek istersen yemekhaneye dayan.
Belki ayda bir çıkar, tavuk, o da şüpheli
Batır suyuna ekmek, yeter sana sebzeli.

Vurulursun bir kıza sözde evleneceksin.
Kızın gözü paranda nereden bileceksin.
Dört yıl boyunca hesap çıkar senin cebinden,
Karşılığında ise bir öpücük, inceden

Okul bittikten sonra uyduruk bir mazeret.
Artık herşey bitmiştir, sen yoluna devam et.
Dilinde haklı küfür, yüreğinde bir sızı
Güya nefret edersin yine seversin kızı.

Öğrencilerin çoğu günlük yaşam peşinde
Yırtık pırtık pantolon, görüntü tam pejmurde
Sorsan adı modadır, hemi de daniskası
Bir boyunlarda eksik hayvanlığın tasması

Çoban Ali' nin oğlu gelir okumak için
Burda birden değişir, ortama uymak için
Babası ümit ile bekler onu köyünde
Oğlu ise kızlarla kafe köşelerinde

Beş parasız kalırsın, kimseye diyemezsin.
Aklın kaşarlı tostta, alıp ta yiyemezsin
İşte o an anlarsın; Açlık neymiş, tokluk ne
Yürüyerek gidersin akşam üstü evine.

İşte böyle çömezim aklını başına al
Birinci sınıftasın sakın ha görme hayal
Bütün anlattıklarım yalan değil gerçektir
Hepsi senin de birgün başına gelecektir.

Oğuz Bekar
Kayıt Tarihi : 14.3.2006 00:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Harun Arslan
    Harun Arslan

    İyi anlatmışsın orta halli, Türk öğrencisinin halini pür melalini... Demek sen de balın Toros'lardan, peynir'in Edirne ve Van'dan geldiği, halı-lembiri döşeli, sözde gariban yurtlarında kalmamışsın... Bizim gibi, ham çökelekle beslenip, yağmur-çamur, gece-güdnüz demeden, yangın yerine dönen yürekleri 'vatanımın ha ekmeğini yemişim, ha uğrunda bir kurşun' diyen, saf, tertemiz, köşeli neslin mensubusun. Üniversite imtihanından belki istediğin notu alamamışsın ama, hayat puanın ve onu şiire aktarman bence '100'... YÜREĞİNE; BİLEĞİNE; ASALETİNE SAĞLIK... Harun ARSLAN

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Oğuz Bekar