Sensin aklımı sarmalayan
Sensin ruhumu bedenine hapseden
Yıllar gelip geçti de
Bir kez olsun vazgeçmedim
Seni ölürcesine sevmekten
Sen nazlı yüreğimin, nazlı sevdası
Bir gemi kalkıyor bu limandan
Gözyaşları üstüne kurulmuş
Yüklenmiş tüm vefasızlığı, yolculuğu rotasız
İskelede sessiz çığlığın resmi bir adam
Suçlusun!
Git artık benden, dedin ya
İnanmam, yüreğinle konuşmadın
Vazgeçmedin biliyorum, yarınların vuslatından
Yoksa, başıma sıkar da giderim
Ben sana nasıl geldim, biliyorsun
sırılsıklam eden yağmura inat
sağanağın altında bir ben
birde içimde sen
göz yaşlarımın selinde sürüklenen
yağmur suları mı?
Sakin bir deniz düşün
Gemi yok, sandal yok
Dalga yok, köpük yok
Bir taş at orta yerine
Uyansın bütün azameti ile
Önce kıyıları yalasın yavaş,yavaş
Ela gözlerin büyüledi de beni
Unutamadım bir zaman seni
Oysa seni yaşamayı seçmişken
Karardı dünyam, görmeden sabahı,
Baharı getirmeyen kokunu
Gökyüzü unutmuş mavi giymeyi
Güneşin gidişine verince aklını
Karalara bürünmüş en sevdiği rengi unutup
Sen gidince anladım, maviymiş vuslatın rengi
Gülen yüzünle öldürdün beni, bilmem niye
Yedi düvel vuramamıştı sırtımı yere
İnanmam artık bir daha sana bile bile
Anla artık sorma halimi
Aşkına ateştim, kül oldum,
Sevdiğime bir sözüm
Özümde durmadan yanan bir közüm
İki bedende bir çift ela gözüm
Mutluğa giden bir yol bulmaya sözüm var
Sırma saçların rüzgârla dans ederken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!