Un çuvalına omuz verdin mi?

Bilmeden konuşma güzel kardeşim
Sen un çuvalına omuz verdin mi?
Daha büyümeden küçükken yaşın
Ağıllar da tek başına kaldın mı?

Çamur çiğneyip kerpiç dökerek
Kötügüney’de kütük söker
Bakıp elmalara boynunu bükerek
Girip bahçeden elma çaldın mı?

Uyuyup kaldın mı davar güderken?
Ekin biçmek için kalktın mı erken?
Okumaya Gürpınar’a giderken
Tipi- boran da yolda kaldın mı?

Doğu Ekspresiyle yolculuk yapıp.
Çetinkaya’dan Divriği’ye sapıp.
Güneş’de inip sopayı kapıp.
Karda kışta Çamşıhı’na vardın mı?

Herinlik olunca tohumu ekip.
Orak tırpanla buğdayı biçip.
Kağnı arabasıyla harmana çekip.
Öğlen sıcağında düven sürdün mü?

Tek başına gurbet elde okuyup.
Sömestri de köyde halı dokuyup
Hasat zamanı terden kokuyup
Teştin içinde sen hiç çimdin mi?

Kuzukulak, yemlikleri ayırıp
Üzerinden çamurları sıyırıp
Çökelek ekmekle karın doyurup
Isıtıp yufkayı dürmeç dürdün mü?

Besleyip büyütüp Kangal severek.
Soku taşında bulgur döverek.
Ekinini yayanlara söverek
Sinirlenip gönülleri kırdın mı?

Saç üstünde hiç yedin mi gözleme
Damdaki tarhanayı gel de özleme!
Ah! Olsa da içsek şimdi özeme
Yorulup duvara sırtın verdin mi?

Dere kenarına kurdun mu salgan?
Araba yükleyip attın mı urgan?
Çalıya takılıp kaldı mı urban?
Kuşburnu toplayıp, kazan kurdun mu?

Sen tuzak kurdun mu kışın kekliğe?
Tuz kattın mı taze pişen hediğe?
Hiç çıktın mı Başören’in gediğe
Hüzünlenip hayallere daldın mı?

Zile’den gelirdi pekmezle tahin
Bunlarla beslenip büyüdü Şahin
Kaybedip özünü olmadı hain!
Neden dertliyim şimdi bildin mi?