Umutsuz bir yarının kapısını sollamam yasaktı
El değmeyen ellerini öpmem yasak
Herşey bir oyun
Gerisi yalandı.
Umutsuzluktu herşeyi bozan
Umutsuzluğun kapısıydı ellerimi çeken
Bir kuştu
Yada kanadı kırılan bir bülbül
Düş bahçesiydi çiçeklerle avunan
Bir beyindi atom çekirdeğini parçalayan.
Rüya olmalıydı gelecekte
Uzayın kapılarını dünyaya açmak
İşte ya;
Herhangi bir umutsuzluk
Evrenin sonsuz derinliğinden gelen bir haykırış
Belki bir hapisti
Dört duvarlı demir parmaklığın arkasında yatan
Anlaşılmamış
Anlatılamamış bir sözdü yada
Onunla birlikte kalpleri fet eden kırmızı bir güldü
Umutsuzluktu herşeyiyle birlikte hayatı bozan.
Bir bozarıklık
Bir sadistlik,bir türlü korkaklıktı,
Gece karanlığında memeli bir yarasanın
Karanlıkta ciğirt atıp korkmaması gibi
Güneş açınca karanlığa kaçması
Telaşla bir yere saklanması gibi
Anlaşılmamış
Anlatılmamış bir korkaklıktı
Hiç bir zaman sorulmamış
Merak edilmemiş
Hep insan dölünün içine saklanmış bir korkaklıktı
Yada;
Gündüz güneşin altında parlayan,
Kalbi normal atan bir sakallının
Gece karanlığında ayyaş bir sakallı adamın gölgesine saklanması
Dertlerini rakı şişelerine doldurması gibi bir korkaklıktı.
Bilinmedi bu korkaklık,bilinemedi
Bu umutsuzluk gizlenemedi
Bu değirmen böyle üretti ürününü
Bu çark böyle döndü yıllarca
Hiç bir ses gelmedi
Doğruları duyan kulağımıza
Bir nişan yüzüğü takılmadı parmağımıza
Çakılmadıki bir çivi bizim bu kalbimize
Ruhumuz cigara içti biz öldük
Derimiz tırmalandı
Bedenimiz soldu
Hatalar çoğaldı
Dünya boşaldı
Değirmen döndü ve insanlar öldü.
İnsanlar umutsuzluğun ve korkaklığın üstesinden gelemedi
Ve insan olmayanlar çok uzağa gidemedi...!
Kayıt Tarihi : 9.11.2006 20:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)