Anlamıyorum nasıl yaşıyoruz... veya nasıl bir dünyada nasıl bir insanız.
ben bilmiyorum.
peki siz nasıl yaşadığınız nasıl bir dünyada var olduğunuzu biliyormusunuz?
Hayat nedir... nedir anne? der ya bir şair, işte sanki o şairirin duygularını yaşıyorum
halen hayata ve insana bir anlam vermiş deyilim... çünkü veremiyorum
Hayatın olağan karamsarlığıyla, hayatın acıtan sancısıyla
kahrıyla, nefretiyle ve yanlızlığıyla sarmaşdolaşken... sevgiyi, esaleti, dostluğu vefayıı daha doğrusu huzuru arıyorum.
aslında bazan yanıbaşımızda.. içimzide yüreğimizde sanıyoruz ve bu güzeliklerrin içindeyım sanki fakat sonra aldanıyorum....deyil içinde dışında bile olamıyorum.....
evet huzru arıyorum... aradıkca boşa kürek sallıyorum galiba. çünkü aldadılmayla veya aldatmayla bağdaş kurmuş gibiyim...aldanmaya mahkum ve zincirlenmiş gibiyim...
Noktayı koymak istiyorum bu aldanışlara, bu acılara, bu kızıl gözyaşlarına...ama onuda yapamıyorum... bir noktayı koymaktan aciz... keddinden bıkmış diyebilirsinn....ama bilsenki virgülller yaşadığımı, anlarsın belki neden nokta koyamadığımı...hep duraksıyorum durmuyorum...ama ilerlemiyorumda...virgüllere tutukluyum...
Yanı başımda bir çığlık kopuyor... mavilikleri yararcasına...
bir Annenin gözyaşları ırmak gibi akıyor arkamdan...
ve önümde ölüme koşan umutlar... arkasına bakmadan...
dur! diyorum, nereye? diyorum
intihara diyorlar...
Ve bir adım atıyorum hayatın engerekli yollarına, bir taşa çarbıyorum ve bir adam daha... yine taş!
sonra sulandırılmış aşklarla dolu dere yatağına düşüyorum.
aşka mahkum köleler var.
kan akıtıyorlar riyakar... riyakar.....
ama gören olmuyor.
sanki kör ve sağır bir dünyada, kör ve sağır insanlarla dolu bir labirentteyim hep aynı yere cıkıyorum.
güneşin doğusuyla uyuyup
gecenın yıldızıyla uyananlar aydınlıktan kacıp karanlığa sığınanlar gibi sarıyorlar etrafımı kara cellatlar gibi.....
biri imdat! ! ! diyor, bağırıyor, yeryerınden inliyor.. mavilikleler yarılıyor, güneş dağılıyor... denizler kuruyor. ama yinede dönip bakan olmuyor....
huzursuz bir dunyada huzuru arıyor gibiyim, bir nefret bataklığında çırbınıyorum çırbındıkca battığımı bilmiyorum..
tıpkı bin kabustan uyanmaya çabalar gibi....ama dünya üstüne çökmüş bir kere taşıyamassınkii!
Bir el uzanıyor şifa verecem dıyor elinii uzatıyor... aslında son kalan umudumu alıyor...
yeter! bırak beni diyorum
yeter ucuza satmayın bu hayatları diyorum
meherse ölüme direniyorum...
sonu yok bu direniişin.. dermanı yok derdimin
Sanki gözyaşlarına öfke karışmış, kızıl yaşlarla ıslanıyor her dem bu beden
mavilikler kararmış...kan akıyor gözlerime... kuruyor cemrem
hani derdi ya biri; ^sana gülüm demem gülün ömrü kısa olur^ nedense güzel şeylerin ömrü hep kısa oluyor
olsun ben olsun... varsın bir nefes kadar kısa olsun
yeterki yaşama dair umutlarım olsun...
Ve ben ökemi ve nefretimi Mahşere bırakıyorum! ! ! sonu acıda olsa....
Kayıt Tarihi : 15.11.2006 23:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!