Bazen düşüncelere dalmaktan soluksuz kalıyorum
Hayatı paylaşabilecek insanlar düşlüyorum
Kadir kıymet bilen dostlara ulaşmak zor
Kendimi bırakıyorum bir anda yine boşluklara
Düşlerime bile isyan eder gibiyim
Sitemkâr kalıyor sözlerim dilimde
Hâlbuki ufacık mutluluklar yaratmayı bilmişimdir zahir ömrümde
Memnun edici bir yanım hep olmuştur
Mutluluk her gün yaşansa anlamı olur mu diye düşünüp soruyordum kendime
Cevabı yine ben veriyorum
Her gün ağlarsan gözlerin kör olur yaşın biter
Derki yüreğim sancılı sevdalardan çıkma tebessümü aramaktan yorulma
Hayata anlam katan birleşenler değil mi?
Tatmak hissetmek inanmak hayal kırıklığı görmek görememek
Bunlar bu bileşenlerden sadece bir kaçı
Yürek gerçeğini aramaktan yorulduğundaysa
Ecelini davet etmeye başlıyor
Ruhani bir ömür arzuluyor
Çünkü belirsizdir yaşamamıştır ruhani hayatı
Sanki mutlu olacak sanıyor bütün sıkıntısı bitecekmiş gibi
Bir anlık boşluklardan kaçış gibi
Ya yalan hayatın hesabında boğulmak hiç akla gelmiyor
Gidenler sanki geri gelmiş anlatmışlar gibi
Ecele koşar gibi davet çıkarıyor
Hiç biter mi hesabı boşa harcadığım zamanın
Ya gözlerime çektirdiğim eziyet
Ya güvensiz kaldığım yüreğime çektirdiklerim
Halatını koparmış sandal gibi hırçın dalgalarla parçalanır gibiyim
Bazen tüm insanların beni anlamasını bilecekmişim gibi
Anlatıyorum çığlıklar atarak ama farkına geç varıyorum duyulmuyor nefesim
Yine yüreğime verdiğim eziyetin pişmanlığını yaşıyorum
Zararım yine kendime kimseye değil
Beni ben yapan umutlu yarınları umutla gözlerken umutsuzluğunda yok oluş…
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.