Umut Yeşerecek Taşta .dosya

Mehmed Sarı
620

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Umut Yeşerecek Taşta .dosya

UMUT TAŞTA YEŞERECEK

Dal gündüz
karanlık basmıştır sokakları
utanmadan
ışığından
güneşin,
Dağları
talan bulutları
ve göz ışıltılarında
işgali altındadır her yer
kara kanlı
ve irin suratlı
deccal sürülerinin…

Onur çirkefe karılmıştır
İnsanlık kullaştırılmıştır
Karanlık iğrenç ve derin,
Irzına geçilmektedir
ana okulu yurtlarında
dili kuranlı
sakalı salyalı sırtlanlarca
beş yaşındaki bebeklerin…

El konulmaktadır ekmeğine
Emekten-üründen utanılmadan
ve gereksinim duyulmadan
kitabına uydurulmaya bile,
Sıkılıp arlanmadan
etrafı dolduran
uygar ülkeler yaşamından
İşçi, ırgat, yoksul yetim
kim varsa cehennemlik sayılan
bin odalı zindan zebanilerince…

Varlığa el konulmuştur
Işıklı beyinler
ve duyan yürekler
zincirlere vurulmuştur,
Sürülmüştür diyar diyar
göz nuru
alın teri
ve aklın hüneriyle
yeşerttikleri yurtlarından,
Ülkenin genel görünümü
bir kara örtülü
iskeletler sürüsü
Krala köle olmaya
ve sadakayla yaşamaya alıştırılan…

Çalınıp
çırpılıp
iç edilmiştir
memleketin
ve milletin yoğu –varı,
Ormanları yakılmış
gökleri karartılmış
ırmakları kurutulmuştur,
Okulları yıkılmış
fabrikaları satılmış
yağmalanmıştır taşı - toprağı…

Bir kanlı gasp halidir ki durum
milyonların ekmeği
ve mutlu geleceği
1500 yıl öncesinin
ilkel kenelerince
memlekete
ve üretenlere söve söve
yalayıp yutuluyor,
Ne gerekliyse
toplum ve yurdun iyiliği için
din çekirgelerince kurutuluyor…

Şimdi ortada
bir kanlı
ve yalancı
cehalet kralı zorba,
Kemik aşkıyla
davuşa havlayan
efendisine kuyruk sallayan,
Satan arını, onurunu
ve yalana tapan
bir edepsizler eliti kalmıştır,
Beyinler iğdiş
yürekler karartılmıştır…

Yaşam güzelliklerinin hayali bile
kalmasa dahi belleklerde
Yıkılsa da köprüler
birer birer sabahın yollarında,
Tüm bu çirkinliklere rağmen
emek ve ışık temsilcisi kardeşim
umudunu kesme gelecekten,
Vazgeçme
yangın çıkarmaktan
kara gecelerin göbeğinde
ve körüklemekten öfkeyi ataşta,
Göreceksin umut yeşerecek taşta…

25/2/2019
Melbourne

ÇOBAN KIZ

Kırların perisi canım çoban kız
Yüreğine yaklaştırma yalnızlığı,
Sür sonsuzluklara
sevdalı yıldızlarla karanlığı
ve düşmesin gözlerinden yere
kaybederek kutsiyetini
özğürlük ve aşkın ışığı..!

Gözlerin gök mavisi
tenin ekin firezi senin
Sırığın elinde
keçilerin önünde
ıslığın dilinde
hasretli yar gibi kucağındasın doğanın,
Yanar düşlerin güneşten beter
Kanar özlemiyle güzel günlerin
Dalgasında ve kavgasında
hiç bitmeyen hak ilhakının…

28/2/2019
Melbourne

KARARIR GÖZLERİ GÜNEŞİN

Saplanıp kalır gözlerim
buz direklerince ufukun üstünde
bu kahrolası yalnızlıklar girdabında
her akşam hüzünlenerek batışıyla güneşin,
Dalıp dalıp gider yüreğim
sonsuz derinliklerine
umut yüklü düşlerin…

Kıyıları döven kahırlı dalgalar mıdır
yüreğimin sesi mi bu uğultular yoksa,
Bir akıl almaz sonsuzluktayız
akıl ve bilmin çözebileceği yalnızca…

Oysa ömür çok kısa
ve ulaştırması olanaksız gövdemi
gelecek günlerin derin maceralarına,
Ben elem yüklü duygulara sarılırım
çok kalmaz ayrılırım
anamın ışıklı kucağından
kanar gözleri güneşin ayrılıktan
gömülür karanlıklara dünya…

28/2/2019
Melbourne

KÖR RUHLAR
HÜZÜN ORTAKLARI
VE IŞILTILI GELECEK

Bu suskunluk mahşerinin
hüzün ortaklarıyız biz
her biri tek başına
güneş, toprak, insan ve deniz,
İnsanımsılardan
bin kat daha
vefalıdır yaşama
tepemizde gülümseyen yıldızlar
altımızda inleyen yer
ve keder yüklü göklerimiz…

Ancak ahı kalır bizden sonraya
kör ruhların
kararttığı suların
Gün gelir
yapışır yakalarına ellerimiz,
Bilmezler ki
karanlıkta büyüyen boş kafalar
o denli duru ve renkli olacaktır
gelecek günlerimiz…

5/2/2019
Melbourne

BAŞI DUMANLI SEVDA

Yürür her şey kendi yolunda
Her bitiş
bir yeniden diriliş
gibi gelir bazan insana,
Güz soluk yüzlü baharıdır ömrün
sevginin nisan yağmurunca yağdığı
yürekten her şeye ölçü bilmez şekilde,
Ve yaşlılık olgun meyvesidir
zaptolunamayan
gençlik serüvenlerinin…
Dorukları boran sarar
sevdanın gözlerini güman
İlham sunar gönül esintileri
yaşam sevdasının filizlerine
yürek düşmesin diye
acının ve ayrılıkların derinliklerine
ve puslanmasın diye önü gözlerin…

18/1/2019
Melbourne

UMUT TÜRKÜLERİ
Dağları duman bürür
Alır götürür
öfkelerini
düşlerini
cehennem fırtınalarına
buz kesen ayazlarda
yalın yürek savaşçıların…
Harlar aşk ateşi yüreklerde
Dalgası vurur ufuklara
allı bayraklarla
toplumsal
ve kutsal
bir sevdanın…
Yekinip yürür karanlıklar üstüne
kızları ve oğulları yanan yurtların,
Ufukta özgürlük ışıltıları
Gönülde dalgalanışı allı sevdaların,
Kalkar hükmü üstümüzden
karın
kışın
boranın…

4/1/2019
Melbourne

GELECEĞİN TAKVİMİ

Karamsarlığa yer yok
gelen günlerin takviminde,
Bakarsın tez günler içinde
çekip gider üstümüzden
kovulmuş saltanatlar gibi
karanlıklar…
Güneş yine doğar
Çözülür buzu toprağın
Bir kuş konar pencereye
Patlatır çiçekler
tomurcuklarını
Allı utku gösterileriyle
çıkıp gelir bahçemize bahar…

3/1/2019
Melbourne

KUCAK AÇACAKSIN
AŞKA VE AYDINLIĞA

Yürekte damıtılır
aşk da
ayrılık da,
Yürekte damıtılır
acı
hasret
mutluluk da…

Esenleyip yaşamın bitmez çilesini
sevdalı bir derviş usanmazlığında
döğüşerek döne döne
özlenip de
kavuşulamayan güzellikler uğruna,
aşkederek okkalı bir sille
ölüm soytarısının suratına...

Yürekte yaşanır
sevda da
cefa da,
Yürekler küf içindeyse
ve suratlar kıllı kara
seher kuşları ötmüyorsa
baharın çiçekli dallarında
ve kanıyorsa halkın yaşamı
her adım başı,
Şansınla değil yalnız,
Siyasal erkinle
etiğinle
törenle
kültürünle
hesaplaşacaksın
yağız oğlan, gövela kız…

Dehleyip okkalı bir tekme
karanlık satıcıların kıçına,
Kucak açacaksın
aşka ve aydınlığa…

28/12/2018
Melbourne

13 ARALIK 1981

Gece
kan
kokan
bir zindan !
Leş kargaları
sarmıştır etrafı
ve it sürüleri
ve çakal ve sırtlan !

Gün gelir zindanlar kalkar
yüzde yüz atar tan !
Gül yüzlü çocuklardır çünkü
hep ip ucunda sallanan..!

13/12/18
Melbourne

KIZIL YILDIZLI KIZ
-Ayşe Deniz için

En umulmadık bir anda
çıkıp gelirdi
yara yara karanlıkları,
Sürükleyerek ardı sıra
esaret ve yokluk kokan yılları,
Yorgunluk ve umut eşliğinde
yıldız gözlü bir civan kız,
Yüreğinde sevdalar büyütürdü
geleceği için yapıp yaratanların
ve hakkını almak filden karıncanın,
Düşleri depremliydi
lav ağzı gülüşleri,
Beyni kıvılcımlar saçardı karanlığa
yanardı gözlerinde bir kızıl yıldız !

Tutuştururdu yokluğun ocaklarını
Yağmur olup yağardı taşa-toprağa,
Uçup gitti şafak kuşlarıyla bir sabah
Hiçbir yerde görülmedi bir daha..!

12/11/2018
Melbourne

DÖNÜŞÜM DURAKLARI

Seni buz kesen gecelerin
en ıssız saniyesinde buldum
kıskacında kanlı cellatlar erkinin
bir nazlı güvercin olarak
nefesi gitgide boğulan,
Yanıbaşımızda
ateşe veriliyordu umudu-düşü
doğmayan çocuklar geleceğinin,
Kurt ulumalarıydı
ve sırtlan salyaları
geceye hakim olan…

Seni en umulmaz yoklukların
can götürdüğü lime lime
çaresizliklerde sordum yüreklere,
Güle kurşun sıkılıyordu
bıçaklanıyordu kara bağrı vatanın
kara suratlı leş kıralları için
ve soğan – ekmek
ve çay ile zeytin
gaspediliyordu halkın sofrasından
yasa hükmünde kararnamelerle…

Ve gerçek tersine çevrilip
yaşam ve gelecek üzerine
haber ediliyordu dünyaya
at sineklerinin televizyon kanallarından,

Memleket boyu deri ve kemikti halk
varı-yoğu yutulup, ıkınılarak
dışarlanıyordu muktedirlerin ağzından !..

Seni ölümle yaşamın
kıldan köprüsünde yakaladım,
Göz ışığı görmez
kulak sesi işitmezdi,
Yerli ve milli
bir kocaman
utanmazlıktı zaman,
Yer gök kanlı- küflü din karanlığı
zindandan da zindandı vatan…

Seni bir çakmağın çıngısında tanıdım
Çok uzaklarda bir belirsiz gürültü
Çok ince ve gecikmiş bir horoz düdüğü
ve balkıyan ışık yıldızlardan,
Tepikledik toprağın karnını
Tırmaladık karanlığın suratını
Şafak atıyordu
öfke sabrı patlatıyordu
acılarımızı ateşle dağlayarak
gözlerimizi göneşe bağlayarak
omuz omuza çıktık karanlıklardan…

11/1/2019
Melbourne

MUNZUR GÜZELLEMESİ

Munzurun akışı sevda ve umut
Güneşle sevişir suda balıklar
Dağları çiçektir gökleri bulut
Sevda taşır ömre rengarenk kuşlar

Munzurun çevresi bir karlı bahçe
Yiğitlik destandır buzda tipide
Işıldar güllerin kanı gecede
Dövüşür yarına oğullar kızlar

Munzurun çevresi kara kan izi
Oturur yürekte bir keskin sızı
Utanır zulümden mavi gökyüzü
Bulutlar her zaman kıpkızıl ağlar

Munzurun suları durulur birgün
Düşman can evinden vurulur birgün
İlhakın hesabı sorulur birgün
El ele tutuşup yaşar insanlar

15/9/2018
Melbourne

KARANLIĞA GÜNEŞ DOĞDU

Her şey alt-üst olmuştu
Anlamsızlık üretiyordu kafalar,
Diller akortsuz
beyinler bulanık
gözler dumanlıydı..!
Kendine karşıydı insanın adımları
Yaşam unutmuştu doğallıkları
Balık suyu bırakıp
kuzu çobandan kaçıp
ölümün ardısıra giderdi,
Kılıç sallanırdı usun üstüne
dağlar gibi büyürdü gözlerimizde
bin beşyüz yıllık kölelik zulmü
yüzü kara
ayakları çıplak
elleri kanlıydı..!
Güneş vurdu gözlere bir sabah
yaktı kutsal uyuşukluğunu beyinlerin
döküldü ayaklar sokağa kanayarak,
Damara kan geldi
dize derman geldi
yel esti, gök gürledi
dağ-taş canlıydı..!

14/3/2019
Melbourne

HEP DOĞADAN

Doğadır bizim anamız
Sevgi huzur doğadandır
Ekmeğimiz ve urbamız
Her şey hazır doğadandır

Doğa bizim candaşımız
Ondan alırız aşımız
Dara düşende başımız
Gerçek hızır doğadandır

0 verdi bize yaşamı
Varlığımızın tamamı
Yaşama açılan kapı
O mor bızır doğadandır

8/10/18
Bangkok

TAŞ UMUDU

Şu an tek başıma
ve sonsuz bir boşlukta
anasız bebekler gibi ağlıyorum,
Boynumu dara vermişim
yüreğimi ateşle dağlıyorum…

Her şey çekip gitmiş
koşar adım benden uzaklara,
Sönmüş ışıklar
düşler kararmış
bitmiş umutlar
Tüm sözlerim
sessizliktir benim bundan sonra
ve tüm atışlarım karavana..!

Kesilmiş yaşamdan kısmetim
Kopmuş ayağım toprağımdan,
Kuru bir yaprak gibi
savrulsam da yelin önünde
Tutamasa da ellerim yarin elini
Yine de gönençliyim
gelecek günlerin güzel olacağından…

9/7/2018
Melbour

DOĞA ANAYA YAKARI

Kahrından gebersin doğa ananın
haram zadeleri tanrı ve paranın,
Çöllere karışsın salyası, sakalı
kıran girsin çakallarına zorbanın..!

Güneş doğsun kara gecelerine
evsiz, ekmeksiz,emsiz çocukların,
Mutluluk ayrılmasın kapılarından
dert dolmasın yüreğine mazlumların..!

Dikilsin yollara gül fidanları
Gönüllere gülücükler saçılsın
Zalimlere zindan olsun yeryüzü
Anaların ahı yerde kalmasın..!

23/11/2018
Melbourne

AİDİYET HASTALIĞI

Çok zor gelmişti bize
yalnız kalmak
ve buna alışmak
koca kalabalıkların orta yerinde.

Herkesin göbekten bağlı olduğu
ve kendi kimliğini bulduğu
gensel ve tinsel bir gurubu vardı,
Herkes o merkez üzeri düşünür
Herkes o merkez içi taşınır
Herkes o merkezde yaşardı…

Yalnızca bizdik yalıtılmış olan
genden, kandan, aileden
dinden, yurttan, kabileden,
Oysa düşlerimiz
dostlarla sevişmek
düşmanla döğüşmek
Yıldızların kapılarında dolaşarak
çağıl çağıl yaşamak isterdi
toplumsal ve doğasal güzellikleri
çözüp toplumun dizginlerini
kopartıp kalbi ve beynini aidiyetten…

12/2/2019
Melbourne

SEHER ESENLEMESİ
Pencerene göneş vursun
Gonca gülün nazı ile
Gönül bahçen aşka dursun
Gülistanın kızı ile

Eğriler kalkıp doğrulsun
Karanlık suda boğulsun
Yaşam ışığa garkolsun
Güzü, kışı, yazı ile

Kapıları çalsın bahar
Bundan güzel daha ne var
Defolup gitsin soğuklar
Tipisi, ayazı ile

Düşün kanat açsın göğe
Umudun dursun çiçeğe
Ayakların geleceğe
Koşsun ışık hızı ile

6/2/2019
Melbourne

AYLI GECE
VE SAYIKLAYIŞLAR
YAR HASRETİYLE

Gökte tolgunay vardı
ve açlık duygusuyla yanan
gece vardiyalarından
arta kalan
uykusuz gözlere
kalaylı bir sini gibi parlardı…

En tatlı yalnızlıkların romantizmi
en çekilmez yolculukların yorgunluğu
baygın kokan gece bahçeleri gibi
sinmiş duygularıma,
Ve yıldızlar
saklamışlar ışıltılarını
aylı gecenin kuytularına,
Yıldızlar
dökülüp kalmışlar ilk akşamdan
öksüz hırsızlar gibi loş karanlıklara…

Gökte tolgunay vardı
yürekte sevda kıvılcımları
ve sırtta
zorunluluk gereği taşınan
gezli, gözlü bir soğuk namlu,
İnsan avlar resmi ve sivil yarasalar
kan uykulu gece baskınlarında
Ensede bekleyen ölüm gibi ürkütücü
gecenin koynunda dağların suskunluğu…

Ve
Yollar hain
caddeler pusuda,
Kol gezer devlet ve korku
yoksul mahallelerin
ışıksız, çamur sokaklarında…

Gökte tolgunay vardı
Ben yollardaydım inadına
bahar şafakları gibi salına salına
sana ve özgürlüğe sarılmak için,
Çıkmak için karanlıklardan,
Gün gösterilmemiş çocuklardı
geleceğin kapısına yürüyenler,
Lime lime yırtıktı urbaları
Yüzleri yanık
elleri yara
ayakları kanayan…

Fırtına sarmıştı atmosferimizi
depremle sarsılıyordu yağız yer,
Sen nerelerdeydin o an kim bilir
Nicolmuştu konup göçtüğün yurtlar
Yoktu terinin kokusu
uzun yolculuklar sonucu
yanıbaşımda yar nefesi gibi kokan,
Hangi rüzgar götürmüştü sesini
hangi rüzgar saçlarını
olgun buğday başaklarınca
ilk yaz akşamlarından…

Uzadı
anıların ocağı
sisli yılların ötesinde,
Ay aştı ufukları hüzünlenerek
Dağların başında atıyor tan,
Bana yadigar kalan sarılışlar nerede
Nerede beni
deli dervişler gibi
mutluluklara karan koklanışlar,
Kalmışım kanaya kanaya yollarda
Alıp getirmiyor hiçbir şey bana
hiçbir şeyini uzaklardan…

Gökte tolgunay vardı
yerde anız bozumu tarlalar,
Yürekte ve beyinde
mevzi bir yenilginin kanayışları
Yanıbaşımdaydın belki de
seslensem çınlardı kulakların
Sana hasretimin
kahrıyla yüklüydü sokaklar…

Havada
fırtına öncesinin
tedirgin suskunluğu
Aramızda
yollarını pus kaplamış
ve eski fotoğraflar gibi sararmış yıllar,
Seslensem yankılanırdı yer-gök
Kalmazdı ağaçlarda dal-budak
Sel basardı kırları, ovaları
Seslensem taşardı okyanuslar…

Oysa
gecenin bağrında
sipsivri bir sessizlik anıdır
seni anımsayışım el tetikte
terkedilmiş yurtlukların eteğinde,
Sınırı belli değil çünkü
senden uzaklaştırılışımın,
Yalnızca ağıtları dökülüyor dilime,
Belki aynı günde bile yaşamıyoruz
Aynı günde seyretmiyoruz
Ürpertiler içinde
poyrazlı güz seherlerinde
Çolpan yıldızını,
Aynı meyveleri yiyemiyoruz
giysileri giyemiyoruz
aynı güne, aynı mevsime,
Ay şafaklıyor
yar kapısında sabahlayan
aşığın düşleri gibi gözlerime…

29/3/2019
Melbourne

ÇIRILÇIPLAK YÜREK SESİ

Bıraktım
ulu orta
meydanlarda her şeyi,
Sırtlanlar kuşatmasında
bir yaralı, yavru ceylan gibi
kanıyordu yaşamın gözleri..!

Oysa
farkında olmayı
çoktan unutmuştular
yerde nefessiz sürünen milyonlar
çekilmezliğini
doğumla ölüm
arasındaki uzaklığın,
Çoktan unutmuştular
kara kabuslar altında
yürekte ve bedende
kaba küfür gibi taşınan ezikliğini
saltanat zorbalığının..!

Bıraktım her şeyi
işimi, eşimi
ekmeğimi, aşımı
aile kovanına bal taşımayı
gafletli yorgun akşamlarda,
Bıraktım
yürekte kor gibi yanan
kutsal aşkımı
seher gülleriyle
gönül okşayan şarkılarda..!

Şimdi dönüşsüz bir karar durağında
özgürlük ve gelecek yaşamlar uğruna
çırılçıplak bir yürek sesiyim ben
buz kesen
ve keskin esen
havalarda…

2/4/2019
Melbourne

GÜZEL OLACAKTIR YARIN

Der ki
şafak vakti
sevdayla şakıyan kuş,
Efil efil esen yel
bahar bahçelerinde,
Direne direne tomuran çiçek,
Geceyi kemiren huzursuzluk
Ve yollara dökülen emek gücü:
Gün
hergün
daha güzel doğacaktır eskisinden,
Umut ışıl ışıl parlayacaktır gözlerde
Gelecektir bir gün
bekledikleri mutluluklar
susturulmuş çocukların,
Gelecektir
düşünen beyinler
ve üreten ellerden,
Mutlaka güzel olacaktır yarın…

6/4/2019
Melbourne

USLANMAZ YİĞİTLERİM

Yüzünüz gün ışığı
mavi gök gözleriniz,
Yüreğiniz dupduru bir sudur
yaratan yaşamı
sonsuz ve dipsiz…

Deli rüzgarlarım benim
uslanmaz yiğitlerim
Çeliğe su verensiniz
aşkla dağları delensiniz,
Ellerinizde yükselecek
nur topu güzelliklerin dünyası,
Emeğinizle ulaşılacak
halkların kardeş sofralarına,
Yıkacak karanlığın kalelerini
ateşi ve ışığı beyninizin…

6/4/2019
Melbourne

İÇİM DIŞIM BAHAR

Düşte miyim
hayalde mi ?
Usumda derin bir belirsizlik var,
Ne dudak dokundurabiliyorum
kaymak tende
mor incirlere,
Ne beni mest ediyor
kuytuda çatlayan kızıl nar…

Ömrümün kuşluğunda gibiyim
Gözlerim gün ışığıyla öpüşüyor
dansa durmuş gökyüzünde yıldızlar,
Sarmış kollarıyla bütün alemi
kucaklayıp getirmiş güzellikleri
bir kutsal yaşam kaynağı
yüreğimin kapısında yar…

Meltem okşuyor meyve yüklü dalları
ayna gibi duru ve serin sular,
Kuşlar
bir doyumsuz
şölen kurmuşlar
yeşil esintilerinde
bağların bahçelerin
İçim – dışım bahar…

11/4/2019
Melbourne

ANALARIMIZ

Yüklenmişler
beşikleri yüreklerine
tırmanıyorlar yaşamın
dağlarını, tepelerini
çilekeş, vefalı kadınlarımız,
Yaşam, kanlı - kasırgalı
kurşun bir yüktür sırtlarında
taşırlar ağıt ağıt
taşırlar türkü türkü
ve görev bilirler sırtlamayı
cefakar, yorgun analarımız…

Günleri geceye döner
eriyip biter kısacık ömürleri
zahmet ve zulm altında,
Oysa gönüllerini gökyüzü
yüreklerini denizler dolduramaz,
Üç günlük söz bile kalmaz geriye
onların kitaplara sığmaz öykülerinden,
Donsa da üzerimizde gözleri
bulanıklaşıp yok olur
günün birinde görünümleri
anılarımızın unutkan aynasında…

19/4/2019
Melbourne

SEN HEP YÜREĞİMİZDESİN
-İ. Gökhan Edge için

Nasıl da hızlı zaman
42 yıl geçmiş aradan,
Oysa gözlerimizde daha senin
karanlıkta ışıltısı çocuk gözlerinin,
Kış sabahında gün ışığı gibi
ısıtışı dudakta incecik gülüşlerinin…

Ve kulaklarımızda
hep sevecen
su gibi çağıl çağıl
güneşli gök gibi duru
kuş cıvıltısınca okşayan sesin,
Nasıl da hızlı zaman
42 yıl geçmiş aradan,
“Ölüm ölür, biz ölmeyiz”
1042 yıl geçse de
Sen hep yüreğimizdesin…

24/11/2018
Melbourne

AŞK ve ŞİİR

Şiir dile gelmez
şair aşka ermezse
kuruyup kalır yürek !
Kaybeder söz sesini
yitirir duygular nefesini
Gül dalında çatlamaz tomurcuk
Koşmaz yarınlara gülyüzlü çocuk
Söner gözlerin ışığı
yavaş yavaş tükenerek…

Aşk evrenin kalbidir
sevmek nefes almak gibidir
Aşksız güzellik olur mu
Işıtmaz yıldızlar geceyi
sönüp yiterler tek tek…

Şiir dile gelmez
şair aşka ermezse
kuruyup kalır yürek !
Yaşamın umutla coşması için
Güzelliklerin
geleceğe koşması için
göze ışık gönüle aşk gerek…

25/4/2019
Melbourne

KIZIL PERİ
-Ayşe Karacagilin anısına-

Deniz dünyalar güzeli
Kızıl yıldızlar alevi
Geleceğe ışık tutar
Umutla yanan gözleri

Yüreğinde sonsuzluklar
Yüreği yaşama bahar
Bir efsanevi mekandır
Yüreğinde gülistanlar

Yaşamın süt memeleri
Emdir, ekmektir elleri
Örer beyni gergef gergef
Gelecek güzel günleri

1/2/2019
Melbourne

GÖNÜLDEN
GELEN
SESLENİŞLER

Resmettim seni
kanatarak yüreğimi
gönül defterimin
orta yerine.
Yerleştirdim gözlerini
ışıtsınlar diye geceyi
gönlümün gökyüzüne…

Bu denli
dipsiz bir sevgi
yeşertebilir yaşamı ancak,
Yıkma umutlarını
takılarak karanlığın kanatlarına,
Kara balon gibi sönsün ardında gece
Yürüsün adımların
tan atışlarının
ışıltılı uyanışlarına,
Sabaha dallarda çiçekler tomuracak…

29/4/2019
Melbourne

BİR GÜN GELECEK

Bir gün gelecek
kirletilmeyecek
körpecik bedenleri
ve dupduru düşleri
gül yanaklı çocuklarımızın,
Güne gülümsemeyle başlanacak
Güller tomurcuklanacak dört mevsim
cıvıl cıvıl şenlikleriyle
şakıyan kuşlarımızın…

Tutup öpecekler terli yanaklarını
işçi delikanlılar
günün ortasında
ve güneşin altında
üretici kızlarımızın,
Çünkü tırmalamayacak karanlık
günde beş vakit kulaklarımızı,
Ve çirkinleştiremeyecek artık
kıllı surat
kara kefen
ve yeşil sarık
pırıl pırıl görünümünü
sokaklarımızın…

30/4/2019
Melbourne

BİTER GECE

Biter gece
Çekip gider
ağrılı izleri
toprağımızdan karanlığın,
Ne dert kalır geriye
ne kangrenli esaret
tanrılar, tiranlar ürünü
Durdurmak mümkün mü
kan ile
zindan ile
yaşamı yar gibi
kucaklamasını aydınlığın…

8/5/2019
Melbourne

AŞK VE EMEK YAPITLARI

Güzel düşler
ve güzel uğraşlar
güzel kalıtlar
bırakırlar geriye,
Onlar da çok güzeldiler
emek ve yürek hünerleriyle
tül tül işlenmiş
ölümsüz mermerdiler
dökülüp kalmadılar
tarihin derinliklerinde…

Ancak
emek ve aşk
yaratabilirdi
taşa nakşedilen görkemi
ve sanatsal güzellikleri,
Tanrı manrı halt eder
yaratıp kalıt bırakmayı bize,
Bugün bile
binlerce yıl ötesinden
güzellikler esinliyorlar
emeğin yapıtları gözlerimize...

8/5/2019
Melbourne

SÖZ SANATI

En yalın sözcüklerle
en derin duyguları
dalga dalga
yansıtmalı yaşama,
Güneşli güzel günlere armağan
nakış nakış bir kilim dokurcasına,
Coşkun ve pürüzsüz
umut ve sevda makamından
içli bir türkü okurcasına…

En tutkun sevgileri
bebeklerin gülüşleriyle
En mahmur seherleri
kuşların ötüşleriyle
usta bir ressam gibi
rengarenk resmetmeli
yaşam aşkının aynasına,
En utkun direnişlerini
üreten yığınların ekmeği
sel sularınca
ve tufan fırtınalarınca
akıtmalı yarınlara…

Damar damar çatlayan toprağı
filiz filiz dalgalanan baharı
ışıl ışıl atan tanı
utku bayrakları gibi dikmeli ufuklara,
Haykıran dağları
kanayan tarlaları
yürüyen sokakları
kurşun gibi dökmeli kulaklara…

….ve sevdalı kollarda
dostluk alaylarıyla
güzelleşsin diye yarınlar,
Yorgun yüreklerde
boy atsın diye allı sevdalar
çıkmalı gün karanlıktan,
Arı gibi işlemeli
oya gibi işlenmeli
gün be gün toplumsal yaşam
Kalmamalı yeryüzünde
Ne dinman, ne patron, ne sultan…

8/5/2019
Melbourne

MUNZURUN KIZI

Ay parçası, kara gecelerin otunda
Buzlu sabahlarda güneş damlası
Dağlara yankısı, yıldızlara şavkı vurur
Munzurun kızı benim kızım
Güzelim, kahramanım, uslanmazım

İsyan gülüdür sarplarda açar
Aldırışı yoktur olur olmaza
Engin sulardır ve karlı dağlar
Munzurun kızı benim kızım
Yüreği yangınlım, yavru ceylanım

Kavgası yamandır düşmanlarıyla
Sevdası sığmaz karlı dağlara
Göklere ağar, gönüllere akar
Munzurun kızı benim kızım
Anam, bacım, nazlı kuzum

15/9/2018
Melbourne

PATTAYA YAŞAMI

Gül açar
çirkef kokar
Pattaya’da yaşam !

Sular sıcaktır her mevsim
Rengarenk insan dolar kumsallar
Çarşı - pazar tıklım tıklım turisttir
Volta atar kaldırımlarda avcı kızlar,
Ve tilki gibi dolaşır sasılı sokaklarda
Burunları it burnunu andıran
uzak iklimlerin çakalları
Köşe başlarında kız-oğlan dolu barlar…

Gül açar
çirkef kokar
Pattaya’da yaşam,
Gündüzler uyku saatidir otellerde
barlarda tuzlu et satılır akşam…

10 /10/ 2018
Chonburi/Thailand

AYNI GEREK

Gerçek insan olmak için
Özün sözün aynı gerek
Hakikata varmak için
Özün sözün aynı gerek

Ben bilirim derse insan
Düşer hedefe varmadan
Şaşmamak için doğrudan
Özün sözün aynı gerek

Kendini görmeyen kişi
Hep çıkmaza sokar işi
Bilmek için üçü beşi
Özün sözün aynı gerek

Mehmed kafasın dinledi
Yüreğini tan eyledi
Sözü kendine söyledi
Özün sözün aynı gerek

19/5/2019
Melbourne

EMEĞİN
KARDEŞLİĞİYLE

Şafak atar
uyanır yer gök
ışıldar gözlerin,
Aşka erer umutlar
dikleşir direnç
başlar işe ellerin…

Yeni bir doğuştur
her sabah yaşama
sunar gün bereketin,
Kaybolur sabahla
kör karanlıklar
biter kabusu gecelerin…

Kuşlar şölene başlar
unutulur kangren acılar
al esintisinde seherin,
Sevgi boy atar
kabarır duygular
kardeşliğiyle emeğin…

1/6/2019
Melbourne

KADINLAR
YAŞAMIN KENDİSİ

Tüm dertleri yığsanız da
yığın yığın yaşamın kapısına,
Bu başı bozuk dünyada
cefanın da
sefanın da
kendisi sizlersiniz,
En zalim acılara siz dayanıyorsunuz
en katlanılmaza katlanıyor yürekleriniz…

Sizde yaşam buluyor güzellik
umut güne kavuşuyor
dirlik düzenlik sizde,
Ne varsa yeryüzünde
temsil edecek olan
iyiliği
güzelliği
sevgiyi
sizlerle
var oluyor bütünüyle
en umulmaz yerde bile sizlerle…

2/6/2019
Melbourne

YALNIZCA

Güzel bir dünya için
döğüşmelidir insan
ve güzel yaşam için bir de,
Yoktur bu konuklukta
daha değerli hiç bir şey
Mutluluk da
ölümsüzlük de
yalnızca ikisinde…

14/6/2019
Melbourne

VORKUTA
KIŞ GÜNLERİ
-Olga’ya

Erken kavuşurdu akşam
ve kar yağardı durmadan
güz bitmeden başlardı karanlıklar,
Gün ışımaz altı ay
sokaklar
caddeler
meydanlar
kararıp kalırdı yaza kadar…

Bir külrengi boşlukta
bir yapayalnız yalnızlıkta
kendi dünyasına tecritti
başı karlı
eteği buharlı
minik şehrimiz !
Yarı loş
apayrı bir dünyaydı
gece- gündüz sönmeyen
sokak lambalarının altında
buz kaldırımlı caddelerimiz…

Kar yağardı
mevsimler boyu dursuz duraksız
bahar kuşlarınca uçuşup
tüneyerek ağaçların dallarına,
Göç eder özlemlerimiz içimize
gömülürdü gam keder gönlümüze,
Açardı buzlu sokaklarda
kar tomurcuğu çiçeklerimiz.
Işıklı perdelerde mutluluk bahçeleri
ve yürekte büyütülürdü sevdiklerimiz…

Şimdi
romantik bir düş gibi
hayal meyal o karlı geceler
buz kaldırımlı sokaklar ve caddeler
Melbourne’nun turuncu yaz günlerinde
ve kalmadı gözde gönülde
kor gibi yürek yakan
uçkun delikanlılardan
ve sülün kızlardan bir iz,
Daha dün gibi anılarımızı süslese de
ulaşılmaz uzaklıklarda kalmış özlemlerce
eritir içimizi geçmiş günlerimiz…

16/6/2019
Melbourne

DERSİM
Dersim
direnmek demek !
Baş eğmemek
zorbaya zulme !
Granit dağlar gibi
sert ve dik durulur o yerde
bırakılmaz çapulcuya papuç
Yaralı kaplan gözüyle bakılır
düşmanın gözbebeklerine..!

Dosta gülistandır gözü gönlü
Yücedir yüreği dağları gibi
her zaman sağlamdır
eline
diline
beline,
Deli dalgasıdır çağıl çağıl Munzurun
Fırtınası, öfkeli karlı dağların
Sığmaz sevdası kendi kalbine…

27/7/2018
Melbourne

İYİ DİLEK

Bahar mevsimi gibi
renkli geçsin bütün günler
kararmasın düşler hiç bir zaman,
Taht kursun yürekte güzellikler
gözlerde güneşler yansın
gönüller çağlayan...

Kuru dallar filizlensin yeniden
Kanat çırpsın sonsuz maviliklerde
sevdalı ak güvercinler,
Kesilmesin işçi sokaklarında
çember çeviren çocukların cıvıltıları,
Gülsün yanacıkları bebeklerin
bulunmasın ağlayan…

10/11/2018
Melbourne

KÖTÜ GİDİŞ

Gözüme çirkin görünüyor insanlar
daha çok bir kangal yavrusundan,
Uyuşturdu onları
Çıkardı insanlıktan
dinin ve milliyetçiliğin afyonu,
doymazlığı tefeci tekel sermayesinin
Oysa ne denli
sevimli ve albeniliydi
yüreklerinin gözüyle gülümseyişleri
sosyal sistem bozulup yıkılmadan…

Değişti çok şeyleri
bozuldu betleri benizleri
renkleri
fizikleri
tinleri
bedenleri
Farkında olunmadan pek çok şeyin
yavaş yavaş yok etti çirkinlik güzellikleri…

Gözüme çok çirkin görünüyor insanlar
Ayak altına alındı, aldırışsız, varları yokları,
Çünkü küresel karanlık ve para
kötüye kullana kullana
bilim ve tekniğin olanaklarını
robotlaştırıp arındırdı
düşünebilme yetisinden kalabalıkları…

Hal böyleyken
karabulutlarla kaplı
göğün derinliklerinden
balkır bazan yalımlı yıldızlar,
Görünürde
iç açıcı bir durum bulunmasa da
az da olsalar
zorda da kalsalar
ışıtacaklardır karanlıkları
durduracaklardır robotlaşmayı
yürekleri ışıklı, güzel insanlar…

20/6/2019
Melbourne

TURUNCU YAZ

Kaynar
dalgalar döverdi
eteklerini kumsalların,
Yalımlanır ufuklar
kızarırdı rengi suların…

Gökte alev topu güneş
yürekte küllenmeyen bir ateş
mecnuna döndürürdü
ardısıra ayrılıkların,
Yanardı sabah akşam yer-gök
Kaplardı sineyi yarin hasreti
ve bir de serinliği
yağmurun, karın…

Ne sen vardın yakınımda
ne sana çıkardı yollarım,
O yaz kesildi biletim
o yaz sürüldüm maviliklerden,
Dört mevsim yaz olmuştu
kavruldu dünyam karbon zehriyle
yandı yüreğim sevgisizlikten…

24/6/2019
Melbourne

ŞANS VE SABIR

Bekle dört gözle,
Gecenin geç bir vaktinde
bir yerlerden çıkıp gelir belki
yüreğini hasretle
burkan o kayıp kişi !

Umut çıkmadık canda,
Şans ve sabır barikatları
yanıltmaz insanları
zaman zaman,
Yalnızlığın yüreğe
kurşun gibi oturduğu bir an
bakarsın kovar gözlerdeki kederi
Yavaş yavaş yaklaşan
ürkek bir ayak sesi..!

1/7/2019
Melbourne

AK GELECEK GÜNLERE
-Denizime

Yaşam dolu azminle
bak gelecek günlere,
Sabahlar erken olsun
Güneş aşkınla doğsun
Ömrünün seherinde
ak gelecek günlere…

Dönüp bakma ardına
bak gelecek günlere,
Gönlünde güller açsın
Yüreğin kanatlansın
Bilimin ışığıyla
ak gelecek günlere…

Sevgi sun tüm varlığa
bak gelecek günlere,
Yoksul varsıl kalmasın
Din yaşam bulamasın
Yol verme karanlığa
ak gelecek günlere…

4/7/2019
Melbourne

MELBOURNE

Dayanamam sana
dayanamam üç günlük ayrılığına
yüreğim dert bağlar
kangrene döner yaralarım,
Sensiz kalanda
kılıç sallar bağrıma
kara kanlı bir eşkiya
Duygularım tarumar olur
kopar kökünden damarlarım…

Dayanılmaz sevdasın serimde
üç gün uzaklaşsam senden
çöker bağrıma buram buram özlemin,
Yankılanır kulaklarımda türkülerin
Geçer resim resim gözlerimden
sokakların caddelerin
parkların bahçelerin…

Biz senden öğrendik
gelecek günlere gülümsemeyi,
Senden öğrendik
sevmeyi
sevilmeyi…

Sen anasın, yarsın
Ne nimetlerini unuttuk
ne serüveninde unutulduk
sen gönülleri sevgiyle
kalpleri dostlukla dolduransın..

Ve sen gözlerimize
altın ışıklı nehirler gibi akacaksın,
Sen geçmiş ve geleceğimizde
hep bir kardeşlik sembolü
hep bir dostluk sofrası
ve hep bir ana kucağı
olarak kalacaksın…

12/7/2019
Melbourne

Mehmed Sarı
Kayıt Tarihi : 18.7.2019 14:19:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmed Sarı