İki sevdalı yaşarmış.
Anadolunun bir dağ köyünde
Köyün kalın taş duvarlı evleri
Yaslanmış kos koca bir dağa
Daha geçen sene evlenmişlerdi
Eylül ayında
Köyün arkası dağ önü ova
Sanki bürünmüs yeşil bağa
Derken günler aylar dolmuştu
Sevenin sevgilisi hamile kalmıştı
Sevenin adı mehmet sevilenin adı ayşe
Bir toprak damlaeı vardı
Üstü sazlık duar kerpiç dört köşe
Akşamları erken yatar
Sabahları erken kalkarlardı
İki sevgili el ele verip
Çeltik tarlasına doğru akarlardı
Ayse al giyinirdi leçek örterdi
Kenarları al kırmızı renk renk oyalı
Mehmet çizme giyinirdi
Çizmeleri sarı mayıs çiçeyinin tozuyla boyalı
Bahar geçmiş yaz ilerlemişti
Ayşe önceden mehmede doğuracağını demişti
Aksilik bu ya
Ayşenin sancıları çeltik tarlasının ortasında başladı
Sancı sıklaşınca
Mehmedin ellerini kolarını dişledi
Çeltik tarlasının bir yanı ırmak
Bir yanı bataklık
Doğanın tam ortası
Ne yastık var ne döşek var ne yataklık
Ayşenin doğuracağı yerde nilüferler açmıştı
Zaman zorda idi gün önleyi geçmişti
Derken iki çiğlık biri birine karıştı
Çeltik tarlasına nur gibi bir kız çocuğu düştü
Mehmet ile ayşe çocuğu aldılar
Kenarda çimene çıkardılar
Gömlekle entarıya sardılar
Bir isim aradılar su çiçeyi
Nilüferi gördüler ondan esinlendiler
Yeni doğan bebeye nülifer ismini verdiler
Bebeyi kucakladılar
Yavaş yavaş tutular evinin yolunu
Köylüler merak ediyordu mehmet ile ayşenin halini
Bir tarafı batak
Bir tarafı dalgalı durgun su
Yılanların çıyanların korkuların ortasında
Filizlenmişti nilüfer doğrusu
Geldiler toprak damlı tek gözeli evine
Eski yaşantıya devam ettiler yine
Bir tahta karyola
İki mitil bir çul üç palaz
Ocakta ateşi tutuşturdular
Yarı tezek yarı çalı yarı duman yarı alaz
Zaman su gibi hızlı hızlı aktı
Nüliferin yaprağı tez açtı kundaktan ayağı kalktı
Anne ve baba nüliferi seve seve sanki delirmişti
Nüliferin güzeliyi beş yaşında varmadan belirmişti
Saçları altın sarısı dudağı kiraz
Yanakları elma nilüfer çiçeyi gibi renk renk
Tatlı sözlü melek yüzlü
Her bir yaqnı bin ahenk
Yanak benli beyaz tenli gözleri elalı
Dişler inci sevenlere koymuş sancı
Bakışları belalı
Yıllar geçti üç sekiz onbeş
Nüliferin güzellıyi görenleri ediyordu sarhoş
Seneler geçmiş nüliferin babası ölmüştü
Anasıysa bir zalime karı olmuştu
Zavalı güzel nülifer tek başına kalmıştı
Nülifer köyü terk eti şehire giti
Şehir yedi tepedeki ıstanbul
Her tarafı batak pislik kötülükler geziyor kol kol
Nülüfer bir kaç gün teyzesinin yanında kalmıştı
Köyden geldiyine bin pişman olmuştu
Derken nüliferin sokakta yürüdüyünü gördüler
Yanına yaklaştılar nerden geldiyini sordular
Nüliferi adım adım izlediler
Her köşeye bir kolcu koyup gözlediler
Kurt postuna bürünmüş kuzu gibi nüliferin yoluna çıktılar
Süslü püslu sözlerle fiyakalı giyisilerle
Nüliferin duygularını yıktılar
Artık nülifer şımarık bir bayanın yanında çalışıyordu
Köyünü unutmuş şehir hayatına alışıyordu
Parkta nilüfere bir demet gül sundular
Küçük bir muhabet için kumrular pastahanesine götürdüler
Nülüfer gönlünü kaptırmıştı
Kuzu postlu kurt köpeyi zehir tacirine
Nülifer elini kaptırmıştı geri çekemiyecek birine
Çakallar bulmuşlaredı ceylan gibi taze bir av
Nasıl paylaşacaktılar bir birilerine bakıyorlardı saf saf
Nüliferi baştan ayağa kadar süzdüler
Onun için çok kötü bir seneryo yazdılar
O köşeden aldılar dolandırdılar bu köşeye kaçırdılar
Orjinalini bozdular nilüferin hayatını sil baştan yazdılar
Önce süt sonra çayşarap viski şanpanya içirdiler
Sıra sıra nüliferle yatılar uyuşturucuyla uyutular
Köhne loş yere atılar
Esnesi geniş göbeyi şiş godoşlara satılar
Nüliferr kimi gördü onun önünde eyildi
Çünkü eski nülifer yoktu aklı başında deyildi
Bu haliyle on yıl dayanamadı
Altın vuruş vurmuştular çok direndi uyanamadı
Kimse onunla ilgilenmedi
Cenezesini almaya gelmediler
Doktor savcı beledyecinüliferı bir sedyeye uzatılar
Öldüyünü anlayanca kimsesizler mezarlığına atılar
Esrardan çlmüş diye bir rapor tutular
Bu öyküyü ozan umut suci yazdı ders alın
Sakın sakın bataklığa itilen nilüfer olmayın
Kayıt Tarihi : 28.11.2009 20:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!