İki şekilde üzülür insan
Yitirdiği umutlarının ardından
Ya da ulaşamadığı, hayalleri için
Hani o kasabın önündeki kedi gibi.
Dükkanın içinde olmayı düşler hep
Dışarıda soğuk bir yalnızlık
Omuzlar buz tutmuş, her yan sarkıt dolu
Isıtır o an içini, ulaşmak istediği bir umut
O umut ki, ayakta tutmakta Mabud’u
Neler beklemedi ki umutlarından
Çiçek bahçelerinin içinde
Olacaktı bir güzeli
Saçları kara, gözleri kara
Yürürken endamı, akıllara ziya
Ulaşmak için o güzele
Hayal etmekten öte bir şeyde yapmadı
Umut fakirin ekmeğiymiş
Oda hep umudunu yedi
Şimdi bekler durur düşleriyle
Kasap dükkanının önündeki kedi gibi.
Ya elindeki düşlerin değerini bilmeyen
Doymaz bu şaşkına ne demeli?
Çok söze gerekte yok o da
Olacak sonunda kasabın önündeki kedi
Bir şair demiş ki;
Aşka izin verdim, o şimdi tatile gitti
Söyleyemez aslında umudu bitti
Aşka izin vermek, mezardakinin işi
Yaşama izin vermek kimin haddine
Umut kuşunu elinden kaçırmış şaşkın
Aynalarda perişan bakar kendine
Sevmek için ter dökmek gerek
Ulaşmak için kara gözlüye
Her sabah bahçelerden sevda dermek
Diz çöküp önünde, buket buket
Gönül sultanına sevdayı vermek
Aşk bahçesindeki sevgilinin gönlünde
Renk renk gül, mis kokulu karanfil
Belki de kır çiçekleri olarak
Her sabah yeniden açmak gerek
Ali Osman Yılmaz
Kayıt Tarihi : 2.10.2003 12:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!