Neden hışırdıyor serviler
Yer mi kaldı ki yüreğimdeki mezarlıkta
Bir gelen mi var
Sıradaki kim
Ayrılıklar taştı da
Kendimi mi gömeceğim
Hortlakların cirit attığı bir meydan
Tam ortasında korkuluk misaliyim
Bu defa da mı gözyaşlarım düşecek ölümümün ardından
Baykuş sesleri neden yırtar oldu geceyi
Kazmasız küreksiz çağıran ben, gömen ben
Şafaklarda dirilten kim bu ölüyü
Kayalar ıslak, toprak nemli, hasret vıcık vıcık
Midede kramp, boğazda hıçkırık
Yol uzun, yol büklüm büklüm
Küreksiz bir gemi her dünüm
Yelkeni yok, direği kırık
Bir fenere muhtaç dalgaların sırtına bıraktım umutlarımı
Tanıdık bir meltem tutar diye avuçlarından
Tam yüreğimin ortasına konsa sıcak bir yürek
Saçları en sevdiğim kokudan
Alıp götürse en güzel yerine baharımın büklüm büklüm bükerek
Gül bahçesine döner baktığım her yer
Ninjaların en keskin kılıcında gezinen bu aşkı yaşarım
Bembeyaz tül ardından gülümseyen bir sevda
İstifa ederim mezarımın bekçiliğinden
Derim ki
Derim ki kendimi gömmeme var daha
Rodin’e poz vermekteyim her gece
Öylesine suskunum
Umut şafaklarının kızıllığını çizmese ressamlar ölürüm
Sen olmasan
İnan sen olmasan canım
Ben sabahları da kendi yüreğime gömülürüm
Kayıt Tarihi : 26.3.2011 01:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!