Akşam serinliği karanlıkla birlikte vücudunuzu bir battaniye gibi sarar
Bir ürperti bedeninizi sarsar usulca
Yalnızlık Yavaşça ve usulca Bingöl Dağlarının zirvesinden iner ve koynunuza girer
Küçücük ellerimle yerlerde çoraplarımı arıyordum. Gözlerim yarı açıktı. Uykulu uykulu etrafımda epeyce aradıktan sonra çoraplarımı buldum, ayağıma geçirdim, çorabın ikisinin de topukları çoktan yırtılmıştı. Sağ ayağıma giydiğim çorabımdan minik serçe parmağım fırladı. Çorabın uçlarını çekiştirerek parmağımı kapatmaya çalıştım, ama olmadı.
Uyurgezer halde ayağa kalktım, pantolonumu bacağıma geçirdim. Renkleri güneşten iyice solduğundan pantolonumun gerçek renginin ne olduğunu anlamak mümkün değildi. Pantolonun dizlerinde ve popsunda mutlaka yama olurdu. Benimkiler de böyleydi.
Penyemi giydim alaca karanlıkta. Penyelerim de diğer kıyafetlerden pek farklı değildi. Çok az olduklarından sık sık aynısını giydiğimden solmuşlardı iyice.
Şimdi mavilikler içinde yüzen bir çocuk gibiyim
Masalımsı hikayeler geliyor aklıma
Dağın eteğine sığınmış alaca bir tavşan ürkekliği var üzerimde
Çocukluğumun karlı hikâyelerinde geziniyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!