dört yanı duvar,
duvar duvar içinde
göze görünmeyen
kalın mı kalın karanlık ...
sefası olmayan,
yeşili çayır çimeni olmayan
umuda dargın,
bastığı yeri bilmeyen
yaşadığı cenneti fark etmeyen
gören gözlerle bakmayanlar...
nerede siniz,
hiç düşündünüz mü?
eski türküler gurbeti söylerdi
ayrılıklara ağıt yakılırdı
filmlerin konusu ayrılıktı
varyet insanlara gösterişli hayattı
yalnızlık zordu gurbet elde,
açıp bakmadılar içine
sormadılar insanlara yalnızlık nasıl?
kimine bir damlaydı,
büyüdü aştı kendini
yerleşti olur olmaz gönüllere
kovdu dostları yüreğinden
yaşasın özgürlük derken
akşam güneşi gibi kayboldu karanlığa
dışı kalaylı içi vay vaylı cinsinden,
postu serdi konaklara
kuruldu şatafatla saraylara
cepler doldu paralara
kalbe açılan kapıdan kapıldı yalnızlığa
ev hasret kaldı dostlara
bir gün fark etti ki,
kimsecikler yok ortalıkta
kimsesizlik sarmıştı etrafına
yalnızlık adıyla kurmuştu bir dünya
umut mu,o çoktan yoktu ruhunda...?
Hayriye Aygül
Kayıt Tarihi : 27.5.2019 02:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (11)