Şimdi hiçbir şey yapmamaktan yorgun ellerim
Benim demek istediğim; her şeyin bana artık yalan geldiği. O yüzden yazamıyorum. İstiyorum ki “o yüzden” denilince bunun ayırımına varılsın. Bu yüzden değil de o yüzden demek arasındaki fark anlaşılsın. Sebeplerimin bile bana uzak kaldığını, hatta kalmadığını açıklanacak bir sırrın, yeniden söylemek zorunda olmayayım. Bu böyle anlatılmaz diyenler ırak olun. Bunu böyle anlayacaklar aynı ete yapışın. Bize yeter tek bir iskelet. Şimdi sen ey hırsızım, sirkat tutkunu, kardeşim, ey benim kundakçı sevgilim, kulağını dört aç, gayrı meşru mezarında aşkın gel, kirpiğimizi ıslatan hıncımızı hıfzedelim! Kurtarıp sırtlan ruhumuzu füsunlardan, kollayalım ötesini aklın ve mahşerin. Çünkü yağmazsa buharlaşacak sözlerim. Çünkü toprak, kımıltısıdır gecenin:
Ağlasam belki gülecek yüzü bahtımın
Belki bir usulünü bulacak
Yağmura bel bağlatan sevinç
ve soluyuşu nemli toprağın
bir de sıtmalı ağrıları devinimin
kızgın damarı olsa gerek
kızgın ve esriyen yaprakları kenevirin
şimdi, bu kırıkmavi yalvacın
aptessiz ağza alınmayan adınla
aldanışlığın bana reva acısına
tanıklık eden mağrur yüzünün
gecelerce ruhumu bir vaşakla kızıştıran
çingene çergesi ellerinin
gözleri üşümüş bir kediye hayat veren kollarının
h a n i karanlık bir sabah
cılız bir ışığın ucunda
bir puhu kuşu görmüştük ağlıyordu
ağlıyor ağlıyor bizi de ağlatıyordu
tüyleri yolunmuştu yağmur yağıyordu
kanıyordu puhunun tırnakları
bir sokak
bir sokak aralığı
sarı bir ışık sokağın ucunda
sarı, çünkü kötürümdür sarı
pıtrak topladığım bahçeler
bir aşığın kuşkulu akan kanı
Bindiği eşeği Balaam’a ne söylemişti
Değil mi ki o gazabın neferiydi
kan gördüm ağladım
kustum teker teker kışın dilimde erittiğim yıldızları
seyrek figürlerle şafak sökerken
çıplak tenlerin kötülüğü bilen gölgeleri
asa yere vurdu ve titreyen dudakta
ruhunu suya bıraktı sevgi sözleri
yüksek dağların arkasına saklandı çocukların gülüşleri
suyun berraklığında ateşe verdi sözler kendini
gözlere çelik jantlar çekildi
yaşamlarını uzunca bir çubuğa
emanet etti miydi çocuklar
sendelemeyi unutmam gerekti
geçtim boydan boya bütün nehirleri
kılcan içinde bir kuşun yüreğinde atan damarla
altımda şayka ağzımda zafer şarkıları
sağır bir ad susuyor dilime
yağız atlar deliriyor düşümde
yatalak bir cellat eşlik ediyor gölgeme
karanlık sular taşıyor ellerimden
titriyor üzerime mıhla gece
mızrağın ucunda pıhtılaşmadan daha kan
tırnaklarım yoruldu kazımaktan
soluğu kesildi gölgemin
soru soracak gücü yok küllerin
artık ne bir şahin tüyü
ne de bir yaprak damarı avutabilir rüzgardan arta kalanı
yer’e çakılan bir kuş sürüsü gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!