Çocuktuk acıyı çaresizliği bilmezdik,
koşarak luğ taşı üstünden atlar harmanı gürültüye boğardık...
Akranlar takılır birbirimize ormanda düşe kalka boz eşeğe binme talimi yapardık,fakirliğin başka ifadesiydi;
televizyon,elektrik,internet,tablet telefon daha doğmamıştı çağa...
Kırmızı çiçekli eteğimizden yırttığımız bezleri bağlardık kanayan yaralarımıza...
Çubuklara bez bağlar,keçi kılından saç yapardık çubuk bebeklerimize,...
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan