dön gel, ateşi söndür, yarım kalan öyküleri koy kağıda
uçurumun kenarındayız, kıvrılan dağ yolundan kağıda sapmamız belki de ondan
kaç kalkanı kırabilirsin selamınla, göğsüne sığar mısın bir dağın
ah bilsen, yüzümüzden balıkçılar açılır suya, saçımızdan tırmanır atlar, içimizden boşluğa
yeni bir dünya kursak umutlardan, ellerimiz göçmen kuşların sığındığı ada
denenmemiş notalar yükselir dağın doruğuna, yeni besteleri duyarız eski şehirlerin tarihinden
umudumuz o kadar büyük;
masumiyeti kalmayan insanlığın sonunda
üstümüze varan cihan ne kadar ağırsa
insanlık öldü, biliyorum sahile vuran çocuklardan, gülümsemeler kaldı resimlerin intiharında
anlat şehirler nasıl kurulur; yükümüz tepenin arkasında bombalanan azaz ve zahra
dindir göz yaşını, bakışların semada uçan kartal
atlılar, atlılar ölümle yarışan kale burçlarında
bu yüzden mezarla çizilir yeryüzünde sınırlar
saçları kına kokan çocuklar sessizce büyür
bilirim gök gibi yüzün, taşı sıkan parmakların kan
kaldır ölümsüz sözlere adanan sıradanlığını
gelinciğin damarlarına koy yeniden, demir yılanların döktüğü kanı,
uçurumun kenarındayız,
kaç kalkanı kırabilirsin, kıyılarına sürülen güvercinlerin kanadıyla
biliyoruz hepimiz, Allah çok büyük
Mavi-Yeşil Dergisinin 100.sayısında (Temmuz-Ağustos 2016) yayınlanmıştır.
Yusuf BalKayıt Tarihi : 9.8.2016 16:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!