_________________ama hesap dağlarladır, umut dağlarla...
_________________ahmed arif
usulca ve kahırla akar
cudi'nin eteklerinden
kadim nehir dicle
vurulmuş ve sürülmüş koç yiğitlerin
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Şafak,sözcüğünü okuyunca nasıl ilişkilendirdim bilmiyorum da; ''Şafak Keya'da Çıplaktı''yı anımsadım.
İlk dizesinden son dizesine değin şiirdi.
Daha kestirmeden söylemek gerekirse; YEKPARE'ydi.
Duygularını güzel sözcükleri şiirine düşürerek yansıtan ve bu uğraşında hiç ödün vermeden yol alan Dost AKDAĞ'ı kutluyorum.
Erdemle.
domurcuklar bak açmaya başladı
bu dağlarda nice kışlar kışladı
kardelenler felaketten kaçmadı
kışta benim baharda ben görsene
tam puanımla selamlıyorum bu güzel şiiri yazdıran yüreği kalemin daim olsun üstad
oysa, umudu diri tutmalı her daim
mazlumun soylu direnişinde
dalgalanmış bir bayraktır o!
Yüreklerden umut ve sevginin hiç yitmemesi dileğimle kutlarım değerli kaleminizi.. Ant+tam puanım ve saygılarımla
Umut,her zaman birazcık umut...!Umudun yansıması güzel ve anlamlı mısralardı sevgili Akdağ...Umudun bittiği yerde hayat felç olur...Kutluyorum umut veren değerli çlışmanızı...
Yine muhteşem bir şiir. deyzaoğlu; şiir bayrağını fethettiğiniz kal-aya dikmişsiniz; dalga dalga dalgalanıyor. Fırat Dicle şahlanıyor dizelerde tebrikler.
Umudu öldürmek, insanın yarınını da öldürmek, insanı öldürmek demektir... Umutsuz yaşanmayacağına göre...
Kutluyorum güzel çalışmanızı sevgili Alpaslan Akdağ.
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta