umut, anne karnındaki bebeğinin kendisini tekmelemesini beklemektir
"erkek mi olacak, kız mı olacak"tan ziyade 'adam' olduğunu görmek
annesine benzemesini, belki de babasına, dedesine, yada nenesine
bu yüce sevdayı pekiştirmektir umut; yalnız olunmadığını hissetmek
belki de içgüdüselliğin çok ötesinde bir şeyler beklemek
ağlamaması, hep gülmesi gibi...
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
umut, bazen karanlıkta parlayan bir çift göz bulabilmektir
cananın dizinde uyuklamak; saçları okşayan yumuşacık bir eldir
umuttur hayatı yaşanası kılan ve biz gerçekten umuttan ibaret olan kullarız. Selam ve saygılar şair. Kaleminiz daim olsun...
MÜKEMMEL DERS VERİCİ SÜRÜKLEYİCİ CANDOST KUTLUYORUM ON ANT
umutla yaşam hayat ne güzel bir olgu bedeni besleyen nefesin aşkıyla saygın kalemini kutluyorum usta sevgilerimle
Umut
umut, anne karnındaki bebeğinin kendisini tekmelemesini beklemektir
'erkek mi olacak, kız mı olacak'tan ziyade 'adam' olmasını
beklemektir
annesine benzemesini, belki de babasına, dedesine, yada nenesine
bu yüce sevdayı pekiştirmektir umut; yalnız olunmadığını hissetmek
belki de içgüdüselliğin çok ötesinde bir şeyler beklemek
ağlamaması, hep gülmesi gibi...
umut, var etmektir; olmayanı yaratmak, can vermek gibi
imparator penguenin, donarak ölmüş yavrusunu
gagasıyla kesesine iterek, yeniden can bulmasını beklemesi
kendisine yaşam alanı sağlayan buzullardan dahi vazgeçmek istemesi
yavrusunun öldüğünü kabullendikten sonra...
yine de sürüsüyle yolculuğa devam etmesidir
umut, bir çocuğun, zeytin çekirdeğini evin bahçesine ekmesidir
en güzel, bol güneş gören yeri seçmesi, toprağı dikkatlice el ile açması
sonra, her sabah uyandığında, pencereden, büyüyor mu diye bakması
çekirdeğin çevresindeki otları temizlemesi, sulaması, onu gözlerden sakınması
ağaç büyüdüğünde de, sabah kahvaltısında ailece afiyetle meyvesini yemesi
ara sıra da ince dallarından kopararak
ak güvercinlerle dünyanın her köşesine dağıtması gibi
umut, bazen karanlıkta parlayan bir çift göz bulabilmektir
cananın dizinde uyuklamak; saçları okşayan yumuşacık bir eldir
yakıcı güneşten korunarak, her zaman aydınlıkta kalmak; sevgiyle, aşkla
hatta aşk ateşiyle yanmaktır umut
sonra yeniden kavuşmak; affetmek, affedilmektir
umut, bazen de kavuşamamaktır, çekirdeğine çekilmiş yalnızlık gibi
loş ışıkta sessizce ağlamak, hayıflanmak, kırılmak
akşamları, kapı altından odayı hafifçe aydınlatacak bir ışık beklemek
yada dünyanın bir ucundan hal hatır soran bir mektup, bir selam
umut, yaşam, yaşam da umuttur
ölüm gibidir...
musallat taşında, korkusuzca bir meçhule gitmek gibi
gittikten sonra dahi var olmak gibi
'yaşadım' diyebilmek gibidir umut...
Manavgat 08.06.2013
İbrahim Başar
TAM PUANLA KYTLARIM SÖYLENECEK NE VARSA ÜSTADIM EN GÜZEL ŞEKİLDE MISALARA DÖKÜLMUİ SEVGİLERİMLE
Hatta adam olmasından da önce 'insan' olmasını beklemek, doğacak her çocuğun insanlığını unutanların yerini alarak kabuğunu değiştiren dünyanın havasını, suyunu da değiştirmesini beklemek...Umut her şeye rağmen her zaman taze bir çiçek.
Kaleminize sağlık sayın İbrahim Başar.
Anlamlı çalışmanızı kutlarım..
Ne çok şey yazılır 'umut' üstüne... Ve de ne çok kullanırız sığınmak için 'bir sözcüğün' gölgesine...
'Um'dan' gelir umut... Kök ordadır... 'Ummaktır', beklentidir, bitmemesi gereken 'moral hazinemizdir...'
Giderek anlamı genişler, doğumdan ölüme doğru gidişte... Bebeğin en sevdiğini 'ummasıdır', ağzıyla duyduğu ilk hazdır umut... Bu nedenle ilk önce hemen her şeyi ağzına götürür bebek... Tanır eşyayı, var mıdır 'o tad?' diye...
Sonra dokunur... Aradığı bir sıcaklıktır, şefkate atılan eldir umut...
Oyuncaktır, çıngıraktır seslere dokunduğunda... Uçurtmadır umut, gökyüzüne tırmanma heyecanı duyduğunda.. Sonsuzluğu keşiftir...
Okulda bir çift gözdür sevgiyle bakan, ilgi göreceği bir öğretmenle yarenlik etmek, O'na beğendirmektir kendisini umut... Bazen bir 'aferin', bazen de saçlarında gezinen okşamadır...
Büyüdükçe büyür kendisiyle... Sevgili olur, yolu beklenir, bir merhabaya dünyalar verilir bir umutlu tebessüm için...
Yuva olur, ev olur sımsıcak... Bacasında dumandır umut... Çocuktur, yarındır, mücadelede başarının da adıdır...
Yıllar geçer gider... Ama o hiç bitmemesi, hep olması gerekendir... Belki de 'HUZURLA VERİLECEK SON NEFESTİR UMUT...'
Ne diyeyim... Daha ne demeliyim İbrahim.. Konu derin, konu umut... Yaşamın hava kadar, su kadar, bir lokma ekmek kadar değerli olanıysa.....
Kutluyorum.. Tebrik ediyorum.. Oldukça etkili bir anlatımdı... Başarılarının devamını diliyorum değerli kardeşim...
Asıl gerçek olan doğum ve ölümün arasındaki alınan her nefestir umut ...her şey uğruna alınan nefes olan ... aldırma sen başlangıcın ve sonun ağlamaklı olduğuna ...sırf sen o arada gül diye ...
Mükemmeldi diyorum başka da bir şey demiyorum ...yüreğinize sonsuz sağlık efendim ...saygılar size ...
Bu şiir ile ilgili 27 tane yorum bulunmakta