Nereye?
Kendini arayan çocuk nereye?
Serüvenlerin göğsünde
Yürüyorsun yıllardır
ve düşüyorsun acılara çarparak
yüreğin enternasyonal bir bayraktır
yaşadın dört bir yanında dünyanın
ne kalıcı bir evin vardı yeryüzünde
ne de şiirden başka bir sığınağın
artık öğrenmelisin yaşamı saran gizleri
sen ki türküler üretirsin
dinmeyen yağmurunda özlemin
seslenir sana
üreten ve yaratan sevdanın sesi
o ses ki
çınlamalı fabrikalarda, meydanlarda
yankı bulmalı dağlarda, ovalarda
dilden dile dolaşan
bir türkü olmalı dudaklarda
şimdi
zindanların göğsünde
uyandırsa da düşleri gerçek
yükselen bir haykırış olsa da
umudun fısıltısı
değişmez yine
bozuk imgelerin umutsuz çırpınışı
önce
kalbinde yaşamalısın zaferi
düşünmelisin o şanlı düğünü
düşündükçe o büyük günü
fışkıracak yüreğinden
yaklaşan kurtuluşun yangını
Kayıt Tarihi : 8.10.2007 13:01:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Umut Aşılayan Türküler: 'Umudun Fısıltısı'/ Mehmet BAYRAK Öznesi faşizm mi, despotizm mi, askersel yönetim mi veya 'vatan kurtaran Şaban' mı, ne olursa olsun; yakın dönemdeki karabaskı yönetimi, toplumda derin yaralar ve izler bıraktı… Şu ya da bu ölçüde bu karabaskıdan nasibini almayan bir emekçi ve gerçek aydın yok gibi… Burjuvazinin yumuşak karnını oluşturan kurumlarda çalışanlar, bundan pay alanların başında geliyor. Eğitim örgütünün ilerici, demokrat ve devrimci temsilcileri bu yönetim mekanizmasının en önde gelen boy hedefi oldular. İşte bu sürecin eğitim ve yazın planındaki en tipik temsilcilerinden biri Ahmet İnce' dir. Görevini sürdürürken eğitimin demokratikleştirilmesi kavgasına katılan, bu kavgaya katıldığı için tutuklanan, ancak bu 'cezalandırmadan' umut ve dirençle çıkan bir 'öğretmen-şair'... 'Umut ve di- rençle çıkan' diyorum; çünkü gerçekten bu iki kavram Ah- met İnce’nin şiirlerinin düşünsel-ideolojik omurgasını oluş- turuyor. 12 Mart gibi 12 Eylül de kaçınılmaz olarak edebiyat ürünlerini birlikte getirdi. Ahmet Telli, Nevzat Çelik, Nail Koç, Mustafa Özenç, Hıdır Aslan gibi Ahmet İnce de şiirle edebiyat gündemine getiriyor 12 Eylül ger- çeğini… Öner Yağcı'nın Kardelen ve Turnalar'ı ise '12 Eylül Edebiyatı'nın roman boyutunu oluşturuyor- du. Kuşkusuz bu süreç daha da devam edecek. Öner Yağcı'nın 'Turnalar'ı üzerine yazdığım bir yazıda şunları söylemiştim: 'Tutuklanmayı ululamak an- lamında değil, toplumsal gelişme yasalarının zorunlu, bir sonucu olarak toplumumuzda 'hapishane edebiyatı' soylu bir geçmişe sahip. Soyluluğu, hem kucakladığı öz- den, hem de yaratıcılarından, yapıcılarından kaynaklanı- yor. Geçmişten günümüze şunu gözlüyoruz: Bu edebi- yatı, kıyıma uğramış emekçiler emekten, emekçiden yana olanlar yaratmışlar hep. Hem egemenlere ters düşüp dama tıkılanlar, hem de bu olguyu türküleyip ortalığa salanlar bunlar olmuş. Anlatı türünün gelenekleşmediği dönemler de işi türküye dökmüş insanlar... Böylece 'hapishane türküleri'çıkmış ortaya.' / İşte, 'Umudun Fısıltısı' bu geleneğe eklenen çağdaş bir halka… Kuşkusuz çağdaş toplumcu değerlerle donanan bir şairin zihinsel üretiminin ideolojik ve estetik dokusu da farklı olacaktır. Bu tür ürünlerin ortak özelliği tutukluluk duyarlığıyla sarmalanmış olmasıdır. Toplumcu bilinçle donanmamış 'kader kurbanları' duygu ve düşün-. çelerini 'yakarış' biçiminde yansıtırken; toplumun özverili adanmışları, üstünde yürüdükleri dikenli yolda onursuzluğa karşı onuru, çirkinliklere karşı güzeli, yıldırma çabalarına karşı direnişi, tükenişe karşı umudu yakalamaya çalışır- lar... Tipide, fırtınada uyku nasıl 'ölmek' ise, tutuklulukta 'umutsuzluk' da şu ya da bu biçimde yitmek' demektir. İşte Ahmet İnce'nin şiirleri bu yaşamsal gerçeğin anlamlı mesajlarını sunuyor bize. Başka bir söyleyişle, doludiz- gin bir kavganın aşk ve umut türküleridir İnce'nin şiirleri. İçeriden, özlenen günlere yakılmış öz- lem türküleri. Şu dizeler, bu duyguların anlatımı değil mi? / “Yaşam bir kavgaysa eğer/ Umut yorgun olmasın/ Diken üstünde yürüsek de/ Yazarız türküsünü fırtınalı yılların”/ Hapishane türküleri gibi, hapishane şiirlerini de kuş- kusuz en güzel yaşayan, duyumsayan kişi yakar. Tutuklu duyarlığı ile toplumsal sorumluluk nasıl de emişiyor şu dizelerde: “Kasvetli şubat gecelerinde/ Taze bir gül oluyor yüreğim/ Uzaklarda bir yerde/ Yırtıyor karanlığı köpek ulumaları/ İnce bir kan sızıyor/ Bir yürek yarasından/ Dışarda fırtınalar/ İçimde büyüyen sevgin/ Zulüm tuzak kursa da yollara/ Geçer yine sevgiler/ Gecenin karasından”/ Abece Dergisi-Ankara,1988
![Ahmet İnce](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/10/08/umudun-fisiltisi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!