Gökleri hem karartır, gözleri hem ışığa boğarsın.
Çünkü Sen’sin, bunu yaparsın
Neden
Neden
Neden
Yağmur gecikmesi gibi öfkeli ve sabra yenik düşen bir şüphe derinliği vaat edildi az önce geceye.
Gök, savunmasızca bastırdı bir deliliği.
Kolları ölümü sarıyordu dinleyicinin,
bakışları sevimsiz özlemlerin kucağına uzanmış gibi serseri anlara eğilimli.
Öylece delilik esiri olmuş
aydınlığa savuracak gücü kalmamış gibi,
Hangi köprüye ayak bırakacağım
Bilmediğim bir yolculuk var yakınımda
Çok yakın bakışlarıma
Hissediyorum
Bu son mektubum anne sana
Gözlerimi kapatırken düşünmüş olacağım
Seni seviyorum
Bir bağıntının sebepsiz
Haykırışları gibi
Durumum
Senin kapsamında
Nedeni çok basit
Aşk
Biraz köpüklü
Biraz sıcak, bulaşık suyuna benzer
Bir yığın kirli tabak
Kimi ajda
Kimi de kup porselenler
Kuş oldum, kırık cama dayanan mahkumluklarımı savunmak için.
Kırılmış hayallerin hep bir boşluk kekiyle doymaya çalıştığını kesti ömür
Anlaşılmadı, ney’in kimliği (m) …
Durgun bir gece
Bakışları nemli çimenliklere yönelmiş
Utangaçlığı avuçlarını sıvazlarken parmakları sımsıkı bağlı birbirlerine
İçte sızı
Bakışlar taşkın karanlığa
İçte sevdanın gece meltemleri
Uyuşmuş ayaklar...
Bu arayışın ruhları ölüme götüreceklerinden habersiz.
İz bıraktığını fark etmeden sessizliklerin
Hep bir cinayete sürüklüyorlar dillerini,
Kelimeler üzerinde.
Avuçlarımın terini silmişti son cümlen
Buz gibi bir şiddetin tırnakları arasında saldırırken ruhuma.
Acı kokladım, ilk dakikanın son saatine dek.
Boğulurken kopardığım tüm anlam meyvelerini tükürdü ruhum teker teker
Çünkü sözlerin bir cehennem bahçesinin bakışlarıydı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!